19 Aralık 2008 Cuma

ESTETİK GÜNÜ ?


Türk televizyonlarının saçmalama konusunda ki sınırlarını aştığı(canlı yayında canlı bir insanı kefene sarmak!) bugünlerde en büyük eğlencem sabah programlarını izlemek.Eğer güne bomba gibi başlamak istiyorsanız ve soğuk duş,kahve ya da güzel bir kahvaltı bile sizi ayıltamıyorsa lütfen içinde pop müziğin yeni prensi olacağı idda edilen heriflerin şarkı söylediği,program sunucularının gelen konuk taş olsa,bildiğin taş bile olsa övgülerle onun sanatını ne kadar beğendiği konusunda methiyeleri ardı ardına sıraldığı,hep bir sevimlilik,hep bir neşe tezgahının döndüğü bu programları izleyin,konuşulan konuların derinliğine dikkatlice dinleyin ayılırsınız!


Öncelikle daha önce "Hayatında son 10 dakika kalsa ne yapardı" başlıklı postta yazdığım Sinek ikili Alişan ve Çağla Şikel'in sunduğu Herşey Dahil'i açıyorum,çok hararetli bir şekilde sunulan bir haber görüyorum,izliyorum ve mallaşıyorum.Haber ne derseniz,hemen anlatayım, bir kaç ev hanımı Altın Günlerinde topladığı paraları Estetik ameliyat olmak suretiyle kullanarak kendi araların da bir nevi Estetik Günü düzenliyor ve bunu tüm ev hanımlarına öneriyorlar.Bu önerenler arasın da70 yaşında ki teyze dikkatimi çekmiyor değil.İlk şoku atlatıyorum,hemen kanal değiştirip eski Sabah Şekeri,Ece Erken'in sunduğu Mavi Şeker programına zaplıyorum.Konuklar arasın da sadece Tarkan'ın baldızı sıfatını almasıyla ünlenen Berna Öztürk var,kendisinin geçmiş hayatın da "Tavşan" olduğuna inandığını söylüyor.Bir başka konuk ise gene popun yeni prensi olmaya adaylardan olan Ozan adında bir şarkıcı.Bir baş yapıt olan şarkısını söyledikten sonra Ece Erken,Ozan'a kız arkadaşı olup olmadığını soruyor,Ozan da "Şu an hayatım da kimse yok","Benim için dış güzellik değil,iç güzellik önemli","Seveceğim insan mert ve dürüst olsun bana yeter" minvalin de arabesk soslu cevaplar ile bize yaptığı açıklamalar üzerinden ne kadar düzgün bir kişiliğe sahip olduğunun propagandasını yapıyor,zaten yapmayanını görsem kafamı kırıcam.



Ve son konuk olarak mükemmel insan,ünlü sevici,kelime yuvarlama ustası Didem Erol geliyor programa ama boş gelmiyor,yanın da arka ayakları felçli,tekerlekli düzenek ile yürüyebilen kendi tabiriyle "Adı Daisy,Daisy İngilizce de papatya anlamına gelir" şeklinde tarif ettiği kuçu kuçusunu da geliyor.Zavallı köpek nasıl bir şovenistliğin aleti olduğunu bilmeden oradan oraya tekerlikli vücuduyla hızlı hızlı stüdyo içinde seyiriyor.Ece Erken bu ünlü sevici arkadaşa Hollywood da hangi insanları tanıdığını soruyor,bu soru üzerine Didem şovunun ikinci kısmına başlıyor ve Oliver Stone'un kahveden arkadaşı olduğundan tutun,Quantin Tarantino'nun eski çıktığı olduğuna,Josh Holloway'in poposunu Beyaz Show da elleyen Bergüzel Korel'in hareketine anlam veremediğin sanki kendisi her canı sıkılınca Josh'ın poposunu ellermiş gibi,bu ve buna benzer bir dünya Hollywood herifi anlatıyor.Son olarak temelli Los Angeles'a gideceğini,çünkü kariyerine orda devam etmesinin daha doğru olacağını,Hollywood'dan bir sürü film teklifi geldiğinden bahsedip şovunu muhteşem bir finalle bitiriyor.Kendisinin Amerika da çok başarılı olmasını diliyorum,hazır gitmişken,kendisiyle beraber bütün saçmalak Türk simalarını ve programlarını da götürmesini istiyorum ve İstanbul'un çeşitli sokalarında ki duvarlar da sıkça karşıma çıkan bir cümleyi çoğullaştırarak hepsine söylüyorum:NE OLUR GERİ DÖNMEYİN!!

Hiç yorum yok: