25 Aralık 2008 Perşembe

HULK YESİN SANATSALLIĞINIZI



Ülkemizin nevi şahsına münhasır sinema eleştirmeni Atilla Dorsay'ı hepimiz biliriz sanırım,yorumlarına ne kadar katılırsınız,ne kadar beğenirsiniz bilemem ama ben pek beğenmesem de izlediğim filmlerden sonra eğer rast gelirsem okumaya çalışırım yazılarını,bakalım filmde kaçırdığım bir şey varmı,değişik bakış açısı hesabı ama asla filmden önce okumam çünkü Atilla abi artık ne içiyosa yorumlarını hep filmi ve varsa bir süpriz son onu anlatarak yaptığı için,filmin mahvolmaması açısından filmi izledikten sonra okumaya çalışırım...Bir çizgiroman manyağı olarak,çizgiroman uyarlamalarının güzel örneklerine sinema da sıkça rastladığımız bu yıl,hastası olduğum karakterlerden biri olan Yeşil Dev Hulk'un ilk filmden bağımsız olarak çekilen 2. filmi The Incredible Hulk'u sinema da izleyip oldukça beğendikten sonra,film hakkın da gazete de Atilla Dorsay'ın yorumunu okuyorum,filmi anlatıyor gene,filmi beğenmemiş ama neden beğenmediğinin açıklaması şu şekilde yapılmış kendisi tarafından "Bu filmde daha önce Ang Lee tarafından çekilen Hulk filminin sanasallığı yoktu!",bu şimdilik aklınızın bir köşesinde dursun...

Türkiye de sanatsal olma çabası bana Fransız etkisinin yoğun biçimde hissedildiği çakma Avrupai'lik gibi görünmüştür.Ülkemizin cografik konumu dolayısıyla,kendini modern insan olarak adlandıran gurüh,batıya olabildiğince yaklaşmaya,doğu ile olan ilişkisini ise "meraba,meraba" düzeyinde tutmaya çalışılıyor gibi.Hal ve hareketler,düşünceler,eylemler hep bu yönde,her filmin önce ki postta da belirttiğim gibi sanatsal olmasını beklerler,içinde öğreti ya da mesaj olmayan filme film demezler.Bu yüzdendir ki kendilerine izlettiğim film olan Shoot'em Up'a zaman kaybı diyen oldukça "entel" arkadaşlarım var,bu yüzdendir ki kendileri için yaptığım salataya soğan katacakken "Ne güzel İtalyan salatası gibi salata yapmışsın,şimdi içine soğan katıp Türkleşme!" diyen Avrupa'lı arkadaşlarım var.Atilla Dorsay'ın hangi yorumuna takılmıştım ben,"sanatsallıktan uzak" yorumuna neden,çünkü Türkiye'de ki sanatsallık anlayışını Cihangir gibi bohem semtlerde sadece kendilerine ait hisseden kişiler ve başkalarına burun kıvıranlar bize Balans ve Manevra'yı Türkiye'nin ilk sanat filmi diye sunmadılar mı,bu filmi beğenmezseniz sanattan anlamıyorsunuz demeye getirmedilermi!Varsın Hulk sanatsallıktan uzak olsun,ben Hulk'un tutkulu geçişler sırasın da attığı estetik yumrukları görmek değil,yapıcılığa vandalizmin ne olduğunu bile bilmeden attığı tekmeleri göremek istiyorum,yüzüne yapılan görsel şölen tadında ki yakın plan çekimlerini değil,gözlerinde ki nefretin etkisiyle düşmanlarını alt etmesini görmek istiyorum,zaten Hulk'a sanatsallık için gidecek bir insanoğlu da tanımıyorum.Sinema zaten bir sanattır,peki her sinema sanattmıdır o tartışılır ama bırakın salataya soğan atayım da Avrupa'dan uzak durayım,sırf sanatsal diye hep çok ağır işleyişe sahip,karmaşık kurgulu entel Fransız filmleri değil,giriş-gelişme-sonucu belli tempolu ve Geleceğe Dönüş'ü de izleyebileyim.Tamam bizde sinema sanatının en karmaşık ve ağır örneklerinden gerçekten zevk aldık ama bunu sanatsallık olsun,ne kadar Avrupa'lı olduğumuz belli olsun diye değil,gerçekten içimizden geldiği için yaptık.Sanat sıkıcılık değildir,sanat şekilcilik değildir,ayrıca ben olmuşum sanat,ben olmuşum Avrupa amigo.Yeri gelecek ben de arayacağım sanat ama Hulk'un içinde değil,ben de arayacağım Avrupa ama soğanın içinde değil...Şimdilik tüm sanatsal arkadaşlarıma Umut Sarıkaya imzalı nefis bir karikatür-şiiri yollayarak yazımı bitiriyorum,resim biraz kötü ama idare edin a dostlar,al sana sanat,al sana Avrupa entel dostum:

TRT-2 GİBİ KADIN



NOT:Avrupa'ya ya da sanatsallığa karşı değilim,dejenerasyon değil anlatma istediğim ama ben verdim yukarda ki resimde Hulk'un eline Türk bayrağını.Bayrak soğan'ı,bayrak Geleceğe Dönüş'ü,bayrak kasmamayı simgeliyor burda,hiç bir neslin deden-ceddin baban durumu yoktur!

4 yorum:

burak obama dedi ki...

alengircim kesinlikle katılıyorum sana.bi harry potter bi şat em ap için bunları söyleyenler reşitpaşa sanat okulun çıraklık eğitim merkezine başvursun.
(ayrıca şat em ap'ta monika belluci oynuyo.. ki bana sorsalar sanat nedir diye direk monika derim)

alengir dedi ki...

değil mi burak obamacım,değil mi,içinde sanatların en güzeli olan kadının en estetik örneklerinden biri olan film de sanat aranıyorsa aha aha ah der geçerim:)

çubuk makarna dedi ki...

karikatür süper. özellikle ayrıntılar. çakma entellerimizin vazgeçmediği şeyler cumhuriyet gastesi ve can yayınları. bi de uzun uzun cümleler kurmaya çalışıp bağlayamamaları var :)

şimdi sanatsal film ile sanat filmi başka şeyler. sanatsal filmler genel de görsel olarak hayran bırakır çok iyi atmosfer yaratır. cinematography oscarını alır. örnek: panin labirenti olur, dalgıç giysisi ve kelebek olur. görsel olarak iyi diye sıkıcı olacaklar diye bişey yok. sıkıcı olanları da çıkabilir. her ne kadar beğensem de jesse james suikasti filmi böyle hafif sıkıcıydı.

bi de sanat filmi var. bunlar çok çok çok ağır tempoyla gelişir. bişey olmaz. bişey anlatmaz. sanat filmi diye görsel olarak iyi olacak diye bişey yok. genelde avrupa sinemasından çıkar böyle filmler. düşük bütçelerle çekildiklerinden genelde görsel şölen vaadetmezler. bazen ilgi çekici çekim teknikleri, sıradışı karakterler, farklı oyunculuklar görsek de o sıkıcılığı kurtaramazlar. altın palmiye falan kazanırlar. örnek: 4 ay 3 hafta 2 gün

ilk kategori iyidir severek izleriz. ama bu ikinci kategori sıkar asıl vakit kaybı budur.

buraya kadar her şey normal. ama bu trt2 tipli bi arkadaşınıza gitseniz şu 4 ay 3 hafta 2 gün ü izledim. aman abi berbat izleme sakın dediniz. bu arkadaş filmi gördüyse, ki kaçırmaz, size öyle bi över ki, öyle anlamlar çıkarır ki başka filmi mi izledim lan ben dersiniz.

-olum bu ne biçim film 15dk boyunca çatalla çorba içmeye çalıştı adam.
-çatal adamın ruhundaki yol ayrımlarının izdüşümsel yansımalarını sembolize ediyor.

ne sembolü lan gerizekalı. yönetmenin kaşık alacak parası yok.

bu arada tüm sanat filmleri kötü diye de bi anlam çıkmasın
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=3698059

alengir dedi ki...

çubuk makarna:Ayrıntılı yazın için çok teşekkürler, hislerime tercüman olmuşsun.Sanat filmlerin bende çok seviyorum ama her izlediğim film de bir mesaj,bir öğreti arayanlardan değilim.Kalabalık arkadaş gruplarınnın olduğu yerlerde ağır tempolu film izlenmez,film illaki piç olur,4 ay 3 hafta 2 gün de batak oynamıştık diğer arkadaşlarımız filmi izlerken,ben bunu bildiğim için eğlenceli film izletmeye çalışıp zaman kaybı yorumlarına maruz kaldım mesela Shoot'em Up da,zaten 100 yılın filmi diye bir idda da bulunmamıştım,vaat ettiğim tek şey eğlenceydi ama gel gör ki...:)