22 Ağustos 2010 Pazar

PELE REYİS



Pele,Sylvester Stallone nam-ı diğer Rocky/Rambo ile...



Pele bu sefer ise Brigitte Bardot ile aynı karede.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

BİZİM İÇİN SALDIR SARPAY



Vay bana vaylar bana ve hatta vatta faka!

Kaynak:Buradan araklanmıştır.

20 Ağustos 2010 Cuma

BAT



Yakışmadı beyler!

TÜRK MESUT



Mesut'un Türklüğündne şüphe edenlere gelsin bu resim.

ALO NEVRESİM TAKIMI-5

Bu metindeki konuşmalar Fransızcadan çevrilmiştir


ALENGİR:Alo je ma papa diof Fransığızca(Alo Nevresim Takımı'ndan arıyoruz Fransızca ile mi görüşüyorum?)

FRANSIZCA:Jötem ille de jötem(Evet canım buyur?))

ALENGİR:Dö la abi,thierry henry jö sölamanje(Abi sana bir sorum olacaktı,nedir abi senin sırrın,neden kızlar seni bu kadar çok seviyor?)

FRANSIZCA:Jö valla queresma dö adamın amjiği(Valla canım o durumu bende bilmiyorum,kızların kendi kendilerine anlam yüklemesi olsa gerek yoksa bende de "Adamın .mcığı","Horoz taşşağı" gibi küfürler,"Tapu-Kadastro","Sigortalı İş" gibi kelimeler,cümleler mevcut!)

ALENGİR
:Mamadou niang döla manita(Peki tavsiyen var mı abi bu gibi manitalara karşı?)

FRANSIZCA:Jö döma piyen İstanbul,döla san at,döla zikiş(Fransız ekolü Amelie stayla kahküllü hatunlara cazdan,sanattan bahset,İstanbul aşığı gibi takıl,tiyatroyla ilgilen,birde iki cümle Fransızca birşeyler ezberlersen gerisi gelir koçum)

ALENGİR:Jö la eyvvalah(Eyvallah abi)

FRANSIZCA:Quevs icjen sarapı zik jen arabı(Eyvallah koçum,son bir tavsiye şarabı unutma koçum kıps(göz kırpma efekti))

ALENGİR:Jö jö lequipe(Çok dö la zikicisin abi zihihi)

FRANSIZCA:Trezeguet de döla iş(İşi bilcen işe gitmiycen zihhihi)

MGMT


mgmt - it's working (official music video)

RONALDOCUK



Ronaldinho Sırp manken Sanja Brnovic'le takılıyor,ah ne güzel yapıyor lakin içki,manitalar,alemler felan iyi de sonra gene Ya Ya Ya Şa Şa Şa'da ki İlyas Salman'a bağlama be anam.

DEİVİD de SOUZA


Çoğu kişi hatırlamaz ama Fenerbahçe'nin Deivid'le olan ilk teması 2003-2004 sezonunun devre arasına dayanır.Pierre'in yanına ileri uçta bir partner arayan Fenerbahçe'nin o dönem Luis Fabiano ile birlikte gündeminde olan iki Brezilya'lıdan biriydi Deivid De Souza.Cruzerio'da forma giyen ve Luis Fabiano gibi 10 Milyon Dolar değerinde olan Deivid,gol krallığında rakibi Fabiano gibi aynı hafta hat-trick yapınca birden fiyatı 15 milyon dolara fırlamış ve haliyle o dönem bu transfer gerçekleşmeyip takıma Deivid'in Cruzerio'dan takım arkadaşı Marcio Nobre dahil edilmiştir.

2004
'de gerçekleşmeyen transfer 2006-2007 sezonunun başında bir Ağustos sabahı tam da bunun gibi çalkantılı bir dönemde Aziz Yıldırım'ın taraftarın ağzına emzik niyetine yaptığı süpriz transferlerle Mateja Kezman ve Edu ile aynı gün gerçekleştirildi.Fenerbahçe'nin Lugano,Edu,Kezman,Uğur Boral,Tümer Metin ile 100. yıl transferlerinden birisi olan Deivid'in ilk sezonu hatırlanacağı üzerine pekte iyi geçmemişti.Bir çok iyi maç çıkartmasına rağmen Az Alkmaar maçında kaçırdığı boş kale yüzünden "kazma" atfında bulunanlar bu takıma Guiza adında bir oyuncunun geleceğini bilemezlerdi elbet!Deivid tüm olumsuzluklara ve taraftar protestolarına rağmen Trabzonspor'a attığı golle Fenerbahçe'nin hali hazırdaki son Şampiyonluğunu getiren oyuncu olmuştu.Ertesi sezon hemen hemen herkes Deivid'in takımdan gönderileceğini düşünüyordu,basın hergün Deivid yerine Adriano,Zigic gibi isimlerden birini takıma katıyordu ama Zico, Deivid ısrarını sürdürerek oyuncuyu takımda tuttu.2007-2008 sezonunun başın Almanya'da Beşiktaş ile yapılan Süper Kupa maçında Deivid'e sağ kanatta uzak forvet rolü biçen Zico hemen ilk maçta ısrarının karşılığını Deivid'in Beşiktaş'a attığı gol ile aldı.Takip eden maçlarda özellikle Şampiyonlar Ligi'nde attığı gollerle rüştünü ispat edip Fenerbahçe tarihinin en uzun soluklu Avrupa yürüyüşünün mimarlarından biri olan Deivid,Beşiktaş'a attığı golle 5 sene sonra Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı Kadıköy'de mağlup edebilmesine katkı sağladı,Galatasaray'a attığı golle o meşhur Yengeç Dansı'nı icat etti.

2008-2009 sezonu hem Deivid hem de Fenerbahçe için büyük bir kayıptı.Sene başında annesini kaybeden Deivid birde bunun üzerine bacağını kırınca uzun süre sahalardan uzak kalmıştı.Geri döndüğü ilk maç olan 5-2'lik Bursaspor maçında takımın 5. golünü attıktan sonra göz yaşlarını tutamaması,2 hafta sonra ki derbide Kadıköy'e hiç olmadığı kadar iddialı gelen Galatasaray'a takımının en iyisi olduğu maçta oyununu attığı harika golle süslemesi Deivid'in Fenerbahçe tarihinde ki unutulmaz anlardandı...

Geçen sezonu zaten anlatmaya gerek yok,sakatlığı yüzünden sezonun neredeyse tamamını kaçıran bu özel adama bu sezon ki yeni oluşum içinde veda ettik.Deivid'in yeni adresi eski dost güzel insan Zico'nun yanı.Güle güle Yengeç Adam yolun açık olsun ve teşekkürler Trabzonspor'a,Beşiktaş'a,Galatasaray'a,Inter'e,Sevilla'ya,Chelsea'ye attığın o gol için;Teşekkürler yaptığın Yengeç Dansı için;Teşekkürler de Souza'ların Deivid'i olduğun için.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

FENERBAHÇE:4-ANTALYASPOR:0



Kronikleşmiş "Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali" sorularıyla başlanan bir sezon daha,çıkan kısmın özetini hepimizin bildiği için tekrar tekrar dillendirmeye gerek yok ama yakın geçmişin ana başlıklarında dönersek 9 yıl sonra lige bir Türk hoca ile başlayan Fenerbahçe görürüz karşımızda ki mevzu bahis Türk hocanın "hocalığı" daha hazırlık kampının başında eleştirilmeye başlanmıştı.Young Boys maçlarıyla had safhaya çıkan eleştiriler "Aykut hoca değil"cilerin elini güçlendirirken Fenerbahçe taraftarlarının içinde de bölünmelere ve endişelere hasıl olmuştu.Tüm endişelere ve soru işaretleri altında Fenerbahçe dün lige olabilecek en güzel şekilde merhaba dedi.



Neden olabilecek en güzel şekilde "Merhaba" dedi derseniz bunun skorla alakası yok,bu durumu kesinlikle oynanan ve oynanmaya çalışılan oyunla bağdaştırabiliriz,çünkü hazırlık maçları ve Şampiyonlar Ligi elemelerindeki o miskin,kolay top kaybı yapan,orta sahayı törenle geçen takım gitmiş yerine adeta yepyeni,dinamik ve arzulu bir takım gelerek biz Fenerbahçe taraftarlarına uzun süredir hasret olduğu rahat maçı izletmiştir.Normalde seyircisiz maçlarda zorlanan Fenerbahçe'nin seyircisizi geçtim en son hangi maçı bu denli rahat kazandığını hatırlamıyorum.Özellikle ilk 45 dakikada ki oyun takdire şayandı.Rakibi önde karşılayarak alan daraltan,hızlı pas yapan,birbirinin mevkisine girerek alan dolduran bir Fenerbahçe vardı ilk yarı.Özellikle Gökhan Gönül'ün katılımıyla sağ kanatın aktifliği Mehmet Topuz'un Fenerbahçe forması altındaki en iyi maçını çıkarmasını sağladı.Alex-Semih ortaklığından doğan gollere eklenen Gökhan Gönül'ün şans golü maçı erken bitirdi,geriye kalan dakikalar maçın kremasıydı.İkinci yarı skorun getirdiği rehavet ve sıcak hava şartlarından dolayı tempo düşüren takımın,yaşadığı konsatraston kaybına rağmen gol yememesi Lugano'nun varlığına bağlanabilir.



Güzel oyun ve 4 golle gelen 3 puanın getidiği liderlik felan hoş şeyler tabi,en azından sene başı takımdaki bu ışık Trabzonspor ve Paok maçları öncesi taraftarın ihtiyaç duyduğu umuttan bir tutam verdi,e zaten Kaptan Onedın'ın dediği gibi Bir umut değilmidir insanı yaşatan.