30 Kasım 2009 Pazartesi

BARCELONA:1-REAL MADRID:0



Sabahlamam gereken günlerden birisi o yüzden mikro dalga fırın ayarında kısaca şunları yazıyorum(şu?):


# Ibra'nın attığı gol ofsayt...

# Lakin ilk yarı ofsaytla kesilen 5 Barcelona hücumunun 4'ü yanlış karar...

# Ibra'nın yokluğunda Henry'nin forvetin ıç noktasına çekilmesi hem Henry'nin verimliliğini,hem de Henry'nin kademesine sokulan Iniesta'nın verimliliğini azalttı..

# Ne zaman ki Xavi,Inıesta'nın kanadına yaklaştı Barcelona o zaman pas devamlılığını sağlayıp oyunun üstünlüpünü eline aldı...

# Kaka mükemmel bir oyuncu olduğunu,Ronaldo ise henüz sakatlıktan sağlam dönmediğini bu maç gösterdi...

# Busquets zaten her ne kadar Barça orta sahasının büyüsüyle olumlumtrak işler yapsada düz bir oyuncu,bugün gördüğü bana göre kart düzlüğünün dalaleti,az kalsın takımı yakıyordu...

# Real kontraları harika yaptı...

# Puyol'un hamleleri maçın adamı olmasını sağladı...

# Valdes bile iyiydi bugün....

# Ama iyi olması gerekenlerin başında gelen Messi bugün kendisinden beklenen oynun uzağındyadı...

# İlk olumlu pasını 36. dakikada atan Valdes o dakikadan sonra kendine geldi,ilk golün asistini yaptı,Messi atabilse ikinci golün mükemmel pasını veeren adam olacaktı...

# Son dakikalar Messi,Xavi,Iniesta 3'lüsünün süreyi eritmek adına yaptığı paslaşmalar tek kelimeyle harika,zaten paslaşmalara dayanamayan Lass'ın yaptığı faul,işin rakip takım adına olan sinir bozuculuğunu ortaya koyuyor...

# Ibra attı...

# Yendik gene lan...

# Seneye 300 harca Florantino Perez abi...

27 Kasım 2009 Cuma

BAYRAM


Bayram,kız kaçırandır...

Bayram, "Şu evden para veriyorlarmış oğlum" demektir...

Bayram,kurban pazarında cinsi münasebete giren kurbanları,çocuk kafasıyla izlemektir...

Bayram,bütün harçlığın ayına oyuna verilmesidir...

Bayram,ağzına kadar dolu atari salonudur...

Bayram,aylardır belki yıllardır görülmeyen kuzenlerle zoraki takılmaktır...

Bayram,en son kıçında bez varken seni gören uzak akrabanın,"Beni hatırladın mı?" sorusuna maruz kalmaktır...

Bayram,dayı türü akrabaların "Neden yanımıza gelmiyorsun hayırsız" tarzı hayıflanmalarını dinlemek zorunda olmaktır...

Bayram,takım elbise giyen adam suratlı çocuklar görmektir...

Bayram,kafiyeli kısa mesajdır...

Bayram,her yerde 4'lü,5'li gruplar halinde dolaşan erkek öbekleri görmektir...

Bayram,dolup taşan alışveriş merkezleridir...

Bayram,şeker istemeye gelen çocukların sesine uyanmaktır...

Bayram,dolapta kurban eti görmektir...

Bayram,bayramdır,öyleyse hepinizin Bayramı Kutlu Olsun Folks.

SUPERHISTORY



Fidel Castro - MATS Terminal Washington 1959



Conference of the Big Three at Yalta makes final plans for the defeat of Germany. Here the "Big Three" sit on the patio together, Prime Minister Winston S. Churchill, President Franklin D. Roosevelt, and Premier Josef Stalin. February 1945.



Afghan resistance fighters returning to a village destroyed by Soviet forces, 1986



He gives the order of the Day : 'Full victory-nothing else !' to paratroopers in England, just before they board their airplanes to participate in the first assault in the invasion of the continent of Europe.

Greenham Common Airfield in England about on June 5, 1944.

19 Kasım 2009 Perşembe

DOKUNMAYAN HENRY'ME


Aslında geçen haftanın polemiği Henry'nin elle İrlanda karşısındaki Play-Off maçında yaptığı asist,lakin yoğunluğum dolayısıyla herkes gibi bu konu hakkında iki çift lafım olan ben,laflarımı ancak şimdi sizinle paylaşıyorum.Öncelikle baştan belirteyim ki Henry benim en sevdiğim futbolcudur ve İrlanda'nın elenmesine yol açan hareketi kendisine olan sevgimde azalmaya neden olmamıştır,keşke yapmasaydı ama yapıldı ve ölmüşle,bitmişle çare olmadığı için sineye çekmek lazım.Şimdi gelelim Henry'i kimilerinin yüzyılın en büyük sahtekarı ilan etmesine.Bu harekete biz Türkler kadar heralde dünya üzerinde belki mağdur İrlanda halkı tepki göstermiştir ama genede bizim gibi tepki göstermemiştir.Bu tepkinin arkasında Türk halkının karakteristiklerin biri olan mazlum sevgisi öne çıkıyor.Geçmiş yıllarda Yeşilçam'da çok sevilen ve işlenen bu konu kimi zaman mazlum aile reisi Yaşar Usta'nın zengin ve şımarık fabrikatör çocuğu Oktay'a karşı olan mücadelesinde,kimi zaman ise spor sevdalısı Şaban'ın Hıncal Uluç'un şu dünyadaki tek rakibi olabilecek milli futbolcu,basketbolcu,atletizimci,manifaturacı yakışıklı ve zengin Erkan'a karşı mücadelesi olarak karşımıza çıkmıştır.Her seferinde ezilenin yanında olduk hepimiz,bu yüzden Dünya kupasında İngiltere karşısında Trinidad Tobago'ya dayan çektik,bu yüzden dünya devi takımların FA Cup'ta Barnsley'e karşı elenmesini ağzımızın suları aka aka izledik.Ve gene bu yüzdendir ki Henry İrlanda'nın elenmesine yol açan o golü şaibeli bir şekilde attırınca,hilebazın önde gideni ilan edilmiştir.Aynı golü Keane Fransa'ya atsa ve elenen Fransa olsa emin olunki bu tepkilerin çeyreği kadar bile reaksiyon gösterilmezdi.Ayrıca İrlanda'yı eleyen Gallas'ın golü değil,Fransa karşısında maç 1-0'ken iki tane karşı karşıya gol kaçıran Duff ve Keane'nin lakayıtlıklarıydı.Keşke atsalardı da şu Domench virüsü Fransa'nın başından gitseydi ama elenmelerini Henry'nin eli değil,Fransa'nın aciz durumunda golleri atamayan İrlanda'lı futbolculara borçlular,o yüzden dokunmayın Henry'me,kendi düşen ağlamazken siz niçin düşen için ağlarsınız be "Tanrı'nın Eli" sevdalıları!

18 Kasım 2009 Çarşamba

BU BİİİR



Bir sene önce bugün başladım blogu yazmaya,bilmeyenler için blogun öyküsünü yazdığım ilk post olan NABER de anlatmıştım.Aceto Balsamico'nun verdiği ilhamla başladığım bu yolda 1 yılı ve 694 postu geri bırakmışız,kilo almışız,sakallarımız uzamış,insanlar doğmuş,insanlar ölmüş,babam bıyığını kesmiş felan,zamanın geçme olgusu işte.Bloga başladığım günden beri bana destek olan,giren,çıkan,yorum yapan,şöyle bir bakan,bir takım insanlara ve giriyorsa dünya dışı varlıklara teşekkür ediyorum.Şimdiye kadar okuyan herkese ufakta olsa keyifli anlar yaşatabildiysem ne mutlu bana.Elim ayağım tuttukca yazacak olan naçizane kulunuz ben deniz hepinizi alınlarınızın sadece bana ait olan sol köşesinden öpüyorum ve yazıyı gençlik dizisi cümlesiyle bitiriyorum:Daha bu başlangıç...

17 Kasım 2009 Salı

MORDILLO FOOTBALL-7

İLGİNÇ FUTBOL BİLGİLERİ



NTVMSNBC Futbol sahalarında yaşanan ilginç olayları paylaşmış,hoşuma gitti bende sizinle paylaşayım dedim,pay:

* Hindistan, 1950 Dünya Kupası'ndan çekildi çünkü FIFA, Hindistanlı futbolcuların yalınayak maça çıkmasına izin vermedi.(Zannetmiyorum ki şimdide ayakkabı bulabilsinler)

* 1957'de Charlton Athletic, maçın tamamlanmasına 30 dakika kala 5-1 geride olduğu karşılaşmayı 7-6 kazandı.(İşte Premier Leauge bu)

* 2002'de Madagaskar ekibi Stade Olympique L'Emryne, şampiyon AS Adema karşısında kendi kalesine 149 gol attı. Bu ilginç girişimin nedeni ise bir önceki maçta hakemin verdiği karaları protesto etmek içindi.(150'ye tamamlasalarmış keşke,düz hesap)

* Zimbabve'de ordu takımı olan Cone Textiles'in golcü futbolcusu Elisha Banda, sivil bir takıma transfer olduktan sonra eski takım arkadaşları tarafından kaçırıldı. Banda,

8 gün boyunca işkence gördükten sonra ağzı bağlı bir şekilde Harare yakınlarında bulundu.(Benim bildiğim taraftarlar fanatiklik yapar,oyuncular değil)

* 1973'te Galilee takımının bütün oyuncuları, İsrail ligindeki rakiplerini dövdükleri için geceyi nezarethanede geçirdi.(Artık rakip kaç fark attıysa)

* 1986 ve 1990 Dünya Kupası'nda, Arjantin Milli Takımı futbolcularının tavuk yemesi 'uğursuzluk getiriyor' gerekçesiyle yasakladı.(Mangalda mı yasak)

* 1986'da Finlandiya'nın efsane futbolcusu Pentti, bir maçta kendi kalesine 5 gol attı.(Heralde böyle efsane olmuştur)

* Fildişi Sahili temsilcisi ASEC Abidjan, 1989 ile 1994 yılları arasında 108 maçta yenilgi yüzü görmedi.(Darısı başımıza)

* 1993'te Paraguay'da Sportivo Ameliano ile General Caballero takımları arasında oynanan maçta 20 kırmızı kart çıktı.(Gün yedeklerin günüdür)

* 1998'de İngiliz hakem Martin Sylvester, futbolcuya yumruk attığı için kendisine kırmızı kart gösterdi.(Maçın geri kalanını yumruk yiyen futbolcumu yönetmiş acaba)

* 1998'de ikinci lig ekibi Jiul Petrosani'de forma giyen Romen orta saha oyuncusu Ion Radu, Valcea takımına 500 kilo et karşılığında satıldı.(Ne eti acaba)

* 2002'de Middlesbrough golcüsü Malcolm Christie, Manchester United maçında son dakika golü attıktan sonra taraftarına koştu ancak gol sevincini abartınca çenesi kırıldı.(Ben annemi,ben babamı,bem Martin Palermo'yu özledim)

* İtalyan forvet Luigi Riva, güçlü şutlarından biriyle taraftarın kolunu kırdı.(Abanmak yok)

* Sir Stanley Matthews, 33 yıllık kariyerinde hiç kart görmedi.(Tam bir centilmen)

* Michael Laudrup, hem Real Madrid formasıyla Barcelona'ya karşı, hem de Barcelona takımında Real Madrid'e karşı 5-0'lık galibiyetler yaşadı.(Hangi taraf daha çok seviyor acaba)

* Bologna'dan Giuseppe Lorenzo, Parma ile oynadıkları maçın 10. saniyesinde rakibine tekme attığı için kırmızı kart gördü.(Mustafa Doğan geldi aklıma)

10 Kasım 2009 Salı

ŞİMDİ NE YAPSAM



Fantastiko!

09:05




Foto