14 Mart 2009 Cumartesi

ALIEN



Bu mevsim ne Akp'li post yaptı be,maşallah...

FENERBAHÇE:1-KOCAELİSPOR:1



Ne zaman yalancı Bahara aldanıp çiçek açmış bir ağaç görsem "ehe gerizekalıya bak mal gibi çiçek açmış" diye gülüp geçerdim,ne de olsa o açtığı çiçekleri bittiği zannettiği soğuk hava ile tekrar karşılaşınca dökecekti,işte bizimkisi de o hesap.Gülüp aşşaladığım ağaçlara döndüm resmen,iki galibiyet gelince sevindik,bizde yarıştayız diye ama gel görki Fenerbahçe inatla "ben yokum ağa" diyor bu ruhsuz oyunuyla,boşuna açtığımız çiçeklerle kaldık!Şampiyonluk yolunda ki rakiplerimizden ikisinin birbiriyle maç yapacağı haftada geçeci de olsa liderlik şansını değerlendirmedik,avantajı kullanamadık...her zaman ki gibi.Maçın başında attığımız golün üzerine yatma isteği,kalecimiz Volkan Babacan'ın zaman geçirme çalışmaları,Fenerbahçe'nin büyüklüğünün farkında olmayan,taraftarı kızdıran hareketlerdi.Lugano ve Deniz takımın en iyileriydi,Kazım için söylenebilecek bir şey bulamıyorum,sadece Lugano'nun oynadığı takımda Kazım'ın işi yok ya da Lugano , Kazım'ın oynadığı takımda oynamasın diyorum ve başka yalancı baharlarda görüşmek üzere dedikten sonra yazıyı bitiriyorumFİN

13 Mart 2009 Cuma

İÇİNE TEMPTATION KAÇMIŞ KIZ



Resim için pek değerli Begüm'e teşekkür edip,öpüyorum kendisini ta buralardan...

KOLAJ


Yaklaşık 400 adet dergi kapağının bir araya getirilmesiyle oluşturulan bu güzel Spiderman Kolajını sizinle paylaşmak istiyorum.Neyin nesidir,kim tarafından tasarlanmış gibi soruların cevabını bende bilmiyorum zira bana da bir arkadaşım gönderdi,ona da bir arkadaşı göndermiş bu resmi:)Kolajda ki dergi kapaklarının hepsi Spiderman'e ait değil ama azıcık gözümü kısıp seçebildiklerim arasında John Romita JR,Todd McFarlane'gibi ustalar tarafında çizilmiş Örümcek Adam kapakları yanı sıra,Joe Quesada gibi bir başka usta tarafından çizilmiş Daredevil kapakları ve gene bir çok Marvel karakterine ait değişik kapaklar gözleyebiliyorum.Ama seçebildiğim diğer kapaklara nazaran en emin olduğum kapak, Kolajın siyah tonlarını oluşturan Spiderman'in 11 Eylül tarihli özel sayısını oluşturan sadece siyah yüzlü kapak...



İşte bu o dediğim 11 Eylül'e ithafen yapılmış özel Spiderman kapağı...



Bu da o sayının çizeri olan John Romita JR tarafında çizilmiş sayıdan bir örnek!

VENI-VIDI-VIDIC



Valla uzun zamandır Vidic'in ismiyle alakalı bu kelime espirisini yapmak istiyordum,sağolsun Vidic dün gol atarak bana bu şansı tanıdı:)Gerçi atmasaydı da tanımıştı ama gol atması işin kaymağı oldu.Bu sene gerçekten çok iyi bir performans gösteren Sırp oyuncuyu sene sonunda Premier Leauge'de yılın oyunucusu adaylarından birisi olarak görmek kimseyi şaşırtmaz,peki Avrupa'da aday olurmu onuda gene sene sonunda göreceğiz...

Yalnız fotografta ki Santon ile İbo'nun Vidic'e bakışları pek anlamlıymış!

12 Mart 2009 Perşembe

SESTEŞ

Sesteş:Yazılışları aynı, anlam ve kökleri ayrı olan kelimeler.


1.DERS:ÇATAL



Bununla yeriz...



Bunu yeriz...



Buna atarız...




Buna bakarız...



Photo by Nocturnalmoth



THE ENGLISH JOB


Az önce normal süresi 1-0 Roma'nın üstünlüğüyle sonuçlanan ve penaltı atışlarına giden Roma-Arsenal karşılaşmasında tur atlayan taraf Tonetto'nun kaçırdığı penaltı atışı sonucu Arsenal oldu ve böylelikle İtalyanların kupada ki son kalesi de yıkılmış oldu.Gruplarda Fiorentina'yı kaybeden İtalyanlar 2. tur naçlarına Inter,Roma ve Juventus ile devam etmişti ama oynanan maçlar sonucu bu 3 takım eşleştikleri İngiliz takımları karşısında tutunamadı ve Şampiyonlar Ligi artık İtalyanlardan yoksun devam edecek.En son Real Madrid'in kupayı kazandığı 2001-2002 sezonunda o zamanki sistemle 2.tur gruplarından çıkamayan İtalyan takımları bu tarihten 7 sezon sonra tekrar Çeyrek Final eşleşmelerine takım sokamayak hayal kırıklığı yarattılar.Bu sezon son yıllar da ligde yalan olup Avrupa da İtalyanların onurunu kurtaran Milan'da olmayınca İtalyanlar erkenden havlu atmış oldu.



Chelsea turu ilk maçta geçmiş gibiydi,dün Torino'da Essien'in golüyle işi bitirdiler,Drogba'nın ki sadece turu rolantiye aldı ve İtalyanlara ilk darbeyi vuran takım onlar oldu...



Liverpool bir İtalyan takımı ile eşleşmeyen tek İngiliz takımıydı,onlarda ilk maçta turu geçenlerdendi.Son 4 sezondur 2. turu geçemeyen Real Madrid'e bu şansı bu sezonda vermeyerek yollarına devam ediyorlar...



Sir-Special One eşleşmesinde turu geçen 2-0'lık skorla Sir oldu.İlk maç çok iyi oynayarak avantajlı skorla İngiltere'ye dönen Manchester,Old Trafford'da Milan'ın yokluğunda İtalyanların bu sene kupada ki en büyük umudu olan Inter'e tur şansı vermedi.Manchester rakibini henüz şaşkınken her iki devrenin başında attığı gollerle eledi.Bu maçta şapkadan tavşan çıkarmasını beklediğimiz Mourinho,ilk maça oranla takımını daha iyi oynatmasına rağmen,topun canı Manchester kalesine girmek istemeyince,Şampiyonlar Ligi'nde başarı gayesiyle getirildiği Inter'de ki ilk sezonunda hayal kırıklığı yarattı...



Az önce yazdığım gibi Arsenal'de bir diğer İtalyan Roma'yı eleyince,İtalyanlar topyekün kupaya veda ettiler ev kendi evlerinde düzenlenen Final maçını televizyondan seyredebilecekler.İngilizler ise kayıpsız devam ediyorlar,onlara direnebilecek tek takım ise Barcelona gibi gözüküyor.Şampiyonlar Ligi yavaş yavaş Avrupa Kupası hüviyyetini İngiliz kupalığına bırakıyor.Son 4 sezon da Premier Leauge'de ilk 4 sırayı alan takımların Everton hariç hepsi bu kupada finali gördü ve bu sene de olası bir İngiliz finali pek uzak bir ihtimal değil.İngilizler her geçen gün diğer takımlarla farkı açıyor,biri buna dur desin artık ya da biz Türk takımlarının kütüğünü İngiltereye mi aldırsak,o zaman bir Şampiyonlar Ligi finali görmemiz garanti valla:)

Bu arada İtalyanların,Avrupa da kalan son temsilcisi UEFA Kupasında ki Udinese,bakalım onlar İtalyanların çizilen karizmasını,kupayı alarak biraz düzeltebilecek mi?

11 Mart 2009 Çarşamba

BÖREK BEY MONOLOGLARI-VOL 1



NURİYE:Alo Börek Bey...

BÖREK BEY:Efendim...

NURİYE:Naber nasıl gidiyo...

BÖREK BEY:İyilik ya nasıl olsun bildiği gibi,yuvarlanıp gidenzi,sen napıyosun...

NURİYE:Ben de aynen yok bir değişiklik...O değil de sana bir şey söyliycektim ben...

BÖREK BEY:Ne söyliycektin?

NURİYE:Napıyosun bugün var mı bi işin?

BÖREK BEY:Yoo niye ki...

NURİYE:Akşam evde parti veriyorum sende gelsene,takılıcaz öyle arkadaşlarla...

BÖREK BEY:Yok ya sağol ben gelmiyim...

NURİYE:Aaa niye ya?

BÖREK BEY:İşim var...

NURİYE:Ne işi ya,daha az önce sordum yok dedin!

BÖREK BEY:Şimdi hatırladım ya başkasına sözüm vardı...

NURİYE:Ya kıvırma şimdi Börek Bey,iki dakkada yazdın senaryoyu aşkolsun ya!

BÖREK BEY:Yok ya valla unutmuşum,şimdi sen şey diyince aklıma geldi!

NURİYE:Harbi ayıp ediyosun Börek Bey ya,noldu sen şimdi doğrusunu söyle,niye gelmek istemiyon?

BÖREK BEY:Ulan ne zaman gelsem,acıktığınızda beni yiyosunuz lan,parti den partiye bittim lan,sizin yüzünüzden yarım börek oldum!

NURİYE:Aman Börek Bey dert ettiğin şeye bak,ben seni kimseye yedirirmiyim,şaşkoloz!

BÖREK BEY:Hadi canım sende,hep aynı şeyi diyosun sonrada...

NURİYE:Valla bak,iki gözüm önüme aksın ki kimseye yedirmiycem,hadi naza çekme kendini de gel partime,bak sensiz partinin tadı çıkmaz tamam mı?

BÖREK BEY:Öff tamam tamam...

NURİYE:Heh şöyle yola gel,canımsın Börek Bey,akşama görüşürüz öptüm seni...

BÖREK BEY:Tamam görüşürüz bende öptüm...



...Börek Bey akşam Nuriye'nin partisine iki ecnebi arkadaşıyla beraber gider.Başlarda her şey çok iyidir,ortam,müzik,eğlence,manitalar felan ama sonra sabaha karşı içilmesinin haddi hesabı olmayan içkiler biter,zaten çerezi,mezesi felan çoktan bitmişti,e haliye insanların karnıda acıktı,bu saatte açık yerde olmayınca,partide ki elemanlardan birisi "Neden Börek Bey'i yemiyoruz ki abi yea!" diye ortaya öneri atar ve bu öneriyi başta Nuriye olmak üzere hepsi kabul eder.Börek Bey'i sadece onunla partiye gelen ecnebi arkadaşları yemez ama bu durum karşısında da partidekilere şaşkınlıklarını ve kızgınlıklarını gizleyemezler:

STAN:Oh my god they killed Börek Bey!

KYLE:You Bastards!

FLY GUY



Sezyum.com'da gördüm hastası oldum bu oyunun.Gerçi oyun desen oyun değil,başka bişey desen o da değil gibi,belki sanat gibi.Adından da anlaşılacağı üzere bir adam var uçuyor,sen de onunla beraber uçuyorsun,sonsuzluğa ve ötesine değil ama daha da ötesine...Ne desem boş burdan tıklayıverinde,oynayıverin,tabi buna oynamak denirse,pörfekto bir şey yani!

GÜLE GÜLE JUANDE RAMOS


Valla uzun uzadıya yazacak bir durum yok,ilk maç Santiago Barnebau'da turu geçenLiverpool bu sefer işi fanteziye vurdu,Real Madrid'e acımadı,gavura vurur gibi vurdu!Atletico Madrid maçında açığın kralını veren Real Madrid orta sahası ve defansının kilidini o maçın hatırına eski bir Atletico'lu Fernando Torres açtı ve Atletico yıllarında kendisine nasip olmayan Real Madrid galibiyetini ezici bir skorla Liverpool formasıyla yaşadı.Maçta tam anlamıyla çaresizleri oynayan Real Madrid'de alınan 4-0'lık hezimet Juande Ramos'un gidişini ilan eden bir skor oldu,bu dakikadan sonra ligde şampiyon olması bile kurtaramaz Ramos'u ne de olsa kulübün başında şampiyonluklara ambargo koyan ve Real'e son Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu yaşatmış Del Bosque'yi kovan Florentino Perez gibi bir başkan var...


Gecenin diğer skorları:

JUVENTUS:2-CHELSEA:2(Hiddink hala namağlup)

PANATHINAIKOS:1-VILLAREAL:2(Buraya kadar gene iyi geldi Panathinaikos)

BAYEN MUNCHEN:7-SPORTING LISBON:1(Bayern de gavura vurur gibi vuranlardan)




NOT:Artık spikerler tarafından üst düzey yaşlı futbolcular için yapılan "Yıllanmış Şarap" benzetmesi bitsin(Bknz:Juve-Chelsea maçı Del Piero)!

10 Mart 2009 Salı

TEHLİKE ANINDA KIRINIZ:DENİZ BARIŞ



Açıkçası Deniz Barış'ı ifade etmek için Kara Gün Dostu ile bundan daha iyi bir cümle düşünemiyorum.Belki çok üst düzey bir futbolcu ya da Fenerbahçe orta sahasının aradığı isim değil ama Deniz her sezon küllerinden yeniden doğarak Fenerbahçe'nin en ihtiyacı olduğu dönemlerde takıma giriyor,oyununu oynayıp işini layığıyla yerine getiriyor.Daum döneminde bu böyleydi,belki de kariyerinin en iyi dönemlerini yaşadığı Zico zamanında da böyleydi,şimdi Aragones döneminde de böyle.Hatta zaman zaman o kadar iyi oynuyor ki biz Fenerbahçe'li taraftarlar Deniz'in bu oyunu karşısında şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz.Fakat bunları yapan Deniz neden bazı dönemler 2 metreye bile pas atmaktan aciz bir futbolcu oluyor işte onu anlamak çok zor ama şu an Emre ile birlikte iyi bir ikili oluşturmuş yadsınamaz bir gerçek,allah nazardan korusun seni Erzincan'lı St.Pauli çocuğu:)

ZIT NEDİR KOMPİTER?



TURİST ÖMER UZAY YOLUNDA


Mr.SPOCK:Mister Turist'in iki sorusuna mantıklı cevap verebilmek,bütün Uzay matemetiğini çözmekten daha zor!Kaptan "Zıt" nedir?

KAPTAN KIRK:Bilmem Kompitere sor istersen.

Mr.SPOCK:Zıt nedir?

KOMPİTER:...

Mr.SPOCK:Zıt nedir Kompiter?

KOMPİTER:...

Mr.SPOCK:ZIT NEDİR KOMPİTER?!

KOMPİTER:Zızzt...Zızzt...Zızzt...HAHAHAH(BOOM)!

Mr.SPOCK:Kompiter heralde çıldırdı!

Yıl 1993 bu filmi izlediğimde gülüyordum,yıl2009 az önce tekrar izledim tekrar güldüm,özellikle bu diyaloglardır beni benden alan.Turist Ömer'i seviyorum,Sadri Alışık ve Yeşilçam'ı özlüyorum,tüm naiflikleriyle STOP

THE GODFATHER EMRE


Kayserispor-Fenerbahçe maçında Emre'ye sert girdiği pozisyonda Emre'den ilk ültimatomu alan Cangele,sabah uyandığında yatağında bulduğu kesik at başı ile Emre'den ikinci ültimatomu almış:)Dikkat ol Cangele,Emre sana reddemeyeceğin bir teklif ile gelmesi an meselesi!

TOLUNAY ve BÜLENT ve OLAYLAR...



TOLUNAY:

Maç içersinde sinirlendiği pozisyonda kendisini sakinleştirmek için yanına gelen Carlos'a "Çek elini lan" diyen Tolunay,bu pozisyonda Roberto Carlos'un üzerine yürüdü...



BÜLENT:

Maç içersinde sinirlendiği pozisyonda kendisini sakinleştirmek için yanına gelen Yedek Kulübesine "Çek elini lan" diyen Bülent,bu pozisyonda Yedek Kulübesi'nin üzerine yürüdü ve onu kırdı...

9 Mart 2009 Pazartesi

SORDUM SARI ÇİÇEĞE CLEVELAND DEDİ




Bunu diyen bunu da der,kim bilir daha neler der,daha önce "Sipeşıl Eş" demişliği de vardır.Little Unakıtan'daOne Minute 'in telifini almış bu arada,çok renkli bir aile doğrusu, halt etmiş The Simpsons, The Unakıtans yanında,severek izliyoruz...

KAYSERİSPOR:0-FENERBAHÇE:2



Öncelikle Kayseri'nin yeni stadı Kadir Has için Fenerbahçe adına şunu söylemek istiyorum:Siftahı bizden,bereketi allahtan:)

Evet maça gelirsek Fenerbahçe'miz maçı güzel bir oyunla 2-0 kazandı.Her ne kadar Kayserispor oyun planı olarak Kasap havasını benimseyip,takımımızı sertlikle sindirmeye çalışsa da,bu oyunlarının cezasını topla alakasız bir pozisyonda Alex yaptıkları faul sonucu kazandığımız serbest vuruşta Carlos'un ayağından çıkan füzenin Suleymanou'dan dönmesi sonucu topu çok klas bir şekilde tamamlayan gerçek golcümüz Semih takımızı 1-0 öne geçiren golünde çektiler.Semih bu golle Kayseri Kadir Has Stadyumunda gol atan ilk futbolcu olarak tarihe geçti...



Bu golden 17 dakika sonra kariyerinde ki 800. maçına çıkan Kaptanımız Alex De Souza, Roberto Carlos'tan aldığı topu hemen düzelterek ceza sahası dışından sağ ayakla yaptığı vuruşla takımımızı 2-0 öne geçirerek bizi sevince boğdu.Sağolsun Alex,KRALEX-800 postunda kendisinden istediğim gibi maçı alan oyuncu oldu,ayrıca Alex attığı bu golle Kayseri Kadir Has Stadyumunda gol atan ilk yabancı olarak Semih gibi tarihe geçti...



2-0'dan sonra Kayserispor'lu oyuncular Kasap havası oyunlarının dozajını daha da arttırdılar,hakem Bünyamin Gezer'de bu sertliğe göz yumunca 54. dakika da Volkan gördüğü kırmızı kart geldi.Her ne kadar Kayserispor'lu oyuncu kırmızı kart pozisyonun da Volkan'ın omzuna 7 dikiş atılmasına neden olucak bir sertlikle girip kart almaması saçmaysa,Volkan'ın da bu pozisyonda Eren'i tekmeleyerek aldığı kırmızı kart Volkan adına bir o kadar saçma.Çok rahat giden maçı yaptığı bu hareketle zora sokan Volkan ne zaman akıllanacak en ufak bir fikrim yok,kendisi hala Fenerbahçe'de oynadığının ve takımını bunun gibi saçma hareketlerle 40 dakikadan fazla yanlız bırakmaya hakkı olmadığının bilincine değil ne yazık ki...



Kırmızı kart geldi ama Kayserispor sertlikten ve çirkeflikten bir türlü vazgeçmedi,çok sinirliydiler nedense,artık yeni stadlarında çıktıkları maçta 2-0 yenik durumda olmaları mı,yoksa o 2-0'lık skoru Fenerbahçe'nin yapmasımı onları sinirlendirdi bilemem ama sinirlerine hakim olamayan bir kişi de bizde vardı,o kişi Emre Belözoğlu'ydu.Tamam rakip atağa girerken sana sert girip canını acıtmış olabilir ama nedir bu Van Damme filmlerinde finalde dayak yiyeceği belli olan kötü-çirkef Çinli gibi adamda gördüğümüz kafa kesme hareketleri,bir takım tehditler,zamanın da tribünlere kolum girsin yaparkende uymuyordun Atatürk'ün sevdiği sporcu profiline,şimdi de uymuyorsun,al artık Emre öğretiyi,al artık ahlak olgusunu azar azar da olsa!Allahtan Aragones doğru bir hamle ile Emre'yi oyundan çıkardı da takımımızı olası bir kırmızı karttan daha kurtardı,hakem nede olsa vermeye dünden razı...



Dediğim gibi takımımız bugün güzel oynayarak haklı bir galibiyer aldı.Başta Alex olmak üzere,Semih,Lugano,Edu,Carlos,Gökhan,atılana kadar Volkan,Deniz,kafa kesmeden önce Emre iyi oynayan oyuncularımız,Uğur ve Deivid vasat oyuncularımızdı.Aragones'in değişiklerini beğendim,Guiza'nın bizi gene şaşırtmamasını ayrı bir beğendim,istikrarlı futbolcu böyle olacak gol atacaksa Semih gibi her maç atacak,gol atamayacaksa,Guiza gibi her maç atamayacak:)Siftahını bizim yaptığımız dediğim Kayseri Kadir Has Stadı gerçekten çok güzel olmuş,müthiş bir ambians vardı,görüntüler çok hoştu insanın gerçekten maçı izlerken gözü gönlü açılıyor,stadı yapanlara kocaman bir alkış,darısı diğer Anadolu kulüplerimizin başına ama saha zemini gerçekten berbattı.Bunu maçı izlediğimizde hepimiz gördük,Volkan Ballı maçtan önce söylediğinde de gördük ama bunun gibi kaygıları bildiren Fenerbahçe olunca nedense gündem yaratmakla ve mızıkçılık yapmakla suçlanıyor!Volkan Ballı'nın hiç futbolculuk yapıp yapmadığı sorgulanıyor,doğru ya futbol oynamayan birinin ülkemizde yorumculuk yapması ne kadar abesse,zeminin kötü olduğu gerçeğini bildirmesi de abes!Maçı izlerken sevgili arkadaşım Mehmet "Bu ne biçim saha lan,sanki az sonra Kemal Sunal ile Metin Akpınar içeri girecek sanki!" diyip "Salak Milyoner" filmine gönderme yaparak hepimizi güldürdü ki,kendisinin futbolla olan ilişkisi "merhaba-merhaba" dan bile azdır ,bu bile zeminin kötü olduğunu anlamak için futbolcu olmaya gerek olmadığına bir kanıttır.Hatırlarsınız arkadaşımın gönderme yaptığı Salak Milyoner filminin bu sahnesinde babalarından kalan gömülü defineyi bulmak için Dolmabahçe'nin önünden kazmaya başlayan 4 kardeşin çukurunun ucu İnönü Stadına çıkmaktadır,üstelik o sırada Fenerbahçe ve Kayserspor'un lig maçı vardır ve Fenerbahçe 1-0 öndedir,stadın zemininden maçı izleyen Kemal Sunal Kayserispor 2. golü yiyince diğer kardeşleriyle birlikte sahaya fırlar ve Kayserispor'a yardım etmeye çalışır,ironik bir şekilde filmde ki maç ile paralellik gösteren bu gece ki maçta Kayserispor'u kurtarmak için belki sahaya dalacak bir Kemal Sunal ya da Halit Akçatepe yoktu ama onların rolüne sahaya girmeye çalışan Tolunay Kafkas büründü,hani maçtan sonra mütevazilikten bahseden Tolunay,Roberto Carlos'un üzerine yürüyen Tolunay!



Mütevazilik nutukları çeken Tolunay,kendisini yatıştırmak için gelen Roberto Carlos'un üzerine yürüyor,belki Carlos'un bir saygısızlığını gördüğü için bu tepkiyi verdi ve kendince haklıydı,belkide başka bir şey ama Roberto Carlos'unda maçtan sonra dediği gibi Teknik Direktör futbolcusuna örnek olmalıdır,sen böyle yaparsan her Fenerbahçe maçında 10 çirkef gücünde oynayan Mehmet Topuz'da böyle Carlos'un üstüne böyle yürür!Kim ne düşünürse düşünsün bir teknik direktörün bu tarz hareketler yapması yanlıştır,bunun altında büyük bir kişilik eksikliği yatıyordur,nasıl ki Erdoğan Arıca'nın ligin ilk yarısında Lincoln'e olan tepkisi saçma ve yanlış ise Tolunay'ın bugün ki haraketi de yanlıştır,Bülent Uygun'un sabah ki hareketi de yanlıştır,artı Bülent'in ki şova dönüktür...


TEŞEKKÜR KÖŞESİ

Acısıyla tatlısıyla zorlu bir maçı daha geride bıraktık,güzel oynayınca,Fenerbahçe'ye karşı bu kadar bilenmiş takımı bu güzel oyun sounda yenince ne güzel oluyor,tadından yenmiyor.Haftaya önemli bir karşılaşmamız daha var ama benim öncelikle bugün için teşekkür etmek istediğim isimler var:

Bize güzel bir Pazar günü yaşatan Futbol ve Efes Pilsen'i 84-80 yenen Basketbol takımımıza teşekkür ediyorum.Takımımızı deplasman da yalnız bırakmayan taraftarlarımıza teşekkür ediyorum,800.maçında golünü atan Kaptana teşekkür ediyorum,Guiza'ya nazire yaparcasına goller atan Semih'e teşekkür ediyorum,rakip takım forvetlerine aman vermeyen Lugano ve Edu'ya teşekkür ediyorum,30 metrelik mesafeden golün gelmesini sağlayan müthiş şutu çeken ve gergin anlarda ortamı yumuşatmaya çalışan Carlos'a teşekkür ediyorum,Topuz'un verdiği pas da kalecimizle karşı karşıya kalan rakip takım oyuncusuna kademeye girerek gol şansı vermeyen Gökhan Gönül'e teşekkür ediyorum,rahat giden maçta kırmızı kart yiyerek ömrümüzden ömür çalan Volkan'a teşekkür ediyorum,başta Mehmet Topuz olmak üzere çirkeflikleri için Kayserispor'lu oyunculara ve Tolunay Kafkas'a teşekkür ediyorum,takdir haklarını hep Kayserspor'dan yana kullanan ve ısrarla sert giren oyunculara kart göstermeyen Bünyamin Gezer'e teşekkür ediyorum...



Bu arada bu işler maçtan önce skorboarda bunun gibi fantezi ürünü skorlar yazarak olmuyor sevgili Kayserispor'lu dostlar...



İşte bunun gibi gerçek skorlarla oluyor,ne demişti büyük Fenerbahçe aşığı sevgili İslam Çupi "Fenerbahçe yenilmez,bu formayle dalga geçilmez"!

8 Mart 2009 Pazar

8 MART



Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlarım.Nice emekçi kadının kanlarıyla hak edilmiş bu günün tarihçesini kadın-erkek herkesle paylaşmak istiyorum:

# 8 Mart 1857'de New York'lu 40 bin dokuma işçisi kadın,daha iyi çalışma koşulları,10 saatlik iş günü,eşit ise eşit istekleriyle gereve çıktı.Patron,öbür işçilerin grevci kadınlarla dayanışmasını engellemek için fabrika kapısına kilit vurdu.Fabrikada çıkan yangında, 129 grevci kadın yanarak öldü.

# 1908 yılının 8 Mart'ında New York'ta,yine dokuma işçisi kadınlar bir grev başlatarak,işyerlerini işgal ettiler.İsteklerini daha da genişletmişlerdi:"8 saatlik isgünü,çocuk emeğinin sömürülmesine son verilmesi ve kadınlara oy hakkı tanınması."

# 1909'da Manhattan'da 20 bin gömlek işçisi kadının grevi,öbür fabrikalara yayıldı.Polis grevcilere saldırarak yüzlerce kadını yaralandı ve tutukladı.Grev,istekler kabul edilinceye değin 2 ay sürdü.

# 1910 yılında Danimarka'nın Kopenhag kentinde toplanan İkinci Enternasyonel'in Kadınlar Konferansı'nda,Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart "Ulusal Kadınlar Günü" ilan edildi.

#1911 yılında,1910 Kopenhag Konferası'nda alınan karar uyarınca,8-Mart ilk kez Avusturya,Danimarka,Almanya ve İsviçre'de yüzbinlerce kadın ve erkeğin katılımıyla kutlandı.Bu kutlamardan bir hafta sonra 25 Mart'ta New York kentinde çıkan Triangel yangınında 140 kadın işci yanarak öldü.Bu olay Amerika'daki çalışma koşullarını büyük ölçüde etkiledi.

# 1912 yılında Amerika'da,Massachusetts Eyaleti'ndeki büyük yün merkezi Lawrence'de,20.000 işçi,ücretlerinin azalmasını protesto ettiler.New England Tekstil Sanayi'yi sarsan bir iş bırakma eylemi yapıldı.Grevcilerin yaptığı pek çok yürüyüşten birinde,bir grup genç kız "Hem ekmek,hem gül istiyoruz" yazılı bir pankar taşıyordu.Bu slogan ,James Oppenheim'in ünlü "Ekmek ve Gül" şiirine esin verdi.

# 1917 yılında Rusya'da kadınlar,savaşa ve sefalete karşı "Ekmek ve Barış" için yürüdüler.Ekim Devrimi'nden sonra 8 Mart tüm Sovyetlerde,mücadele günü olarak kutlandı.

# 1975 yılı Birleşmiş Milletler'ce,Eşit Haklar,Gelişme ve Barış için Uluslararası Kadınlar Yılı,1975-1985 ise Dünya Kadın On Yılı olarak ilan edildi.

1977'de emekçi sözcüğümüz dışta bırakılarak;(Birleşmiş Milletler) BM,32/142 sayılı genel kurul kararı ile 8 Mart'ı Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etti.


Tüm kadınlar çiçektir ve bu çiçeklere kalkan her "türlü" ele lanet olsun!Dünya Kadılar Gününüz tekrar kutlu olsun...

KRALEX - 800


Fenerbahçe'ye geldiği 2004-2005 sezonunda 2-1 kazandığımız Samsunspor karşılaşması ile ilk maçına çıkan ve o maçta Luciano'ya bir asist yapan kaptanımız Alex De Souza,Fenerbahçe forması altında çıktığı 228 maçla futbolculuk kariyerinde toplamda 799 maça ulaşmış oldu.Yarın(bugün) oynayacağımız Kayserispor maçı ile kariyerinde ki 800. maça çıkacak Kaptanımız Alex'in kariyerine kısaca göz atacak olursakşu verileri elde ederiz:

Coritiba takımında başlayan kariyerinde, kulüp takımlarının yanı sıra milli takımlar da dahil olmak üzere bugüne dek 799 maça çıktığı, bu maçların 453'ünde galibiyet yaşayıp,307 gole imza attığı kaydetti.

Alex'in,formasını giydiği kulüp takımları arasında 241 maçla Palmeiras ilk sırada yer alırken,228 maçla Fenerbahçe 2. sırada bulunuyor.Fenerbahçe ile sözleşmesini 2011 yılına kadar uzatan Alex için Fenerbahçe kariyerinde en fazla formasını giydiği takım olacak.

Kaptanımızı 800. maç öncesi kutlayıp kendisine şans diliyoruz ve al bu maçı kaptan diyoruz.

REAL MADRID:1-ATLETICO MADRID:1


DAHA DA YENERİM DEME ATLETİCO

Valla bak Atletico Madrid,son 10 senedir ezeli rakibini derbi maçta yenemeyen Atletico Madrid daha da Real Madrid'i yenerim ayaklarına felan gelmesin,zira Atletico,Real Madrid orta sahasını ne zaman bu kadar boş bulup,Real Madrid defansını ne zaman bu kadar rahat geçip sayısız gol pozisyona girebilirler bilmiyorum.Gerçi Real Madrid'in attıığı gol ofsayt oğlu ofsayttı ama sen bu kadar pozisyona girip gol atamıyorsan 1 puana değil aslında yenilgiye layıksın ama bu da Real'in patatesliği sonucu sana hediye ettiği bir puan oldu.Öyle ya da böyle Barca kupa finalinde ki rakibi Atletico Bilbao'yı da 2-0 yenince puan farkı 6'ya çıktı.Bu farkı daha Real Madrid-Barcelona maçı oynanmadan puan farkının 1 puana düşeceğini iddia eden Madridista taraftarlarına ve memleketten akrabalarıma hediye ediyorum...

ACABA?



Fotograf Lille-Lyon maçından,resimde de gördüğünüz gibi Lyon kalecisi Vercoutre topu ağlarında görüyor...Lyon'ın bu akşam, bu sezon ki belalısı Lille ile,Lille'in sahası Metropole stadında karşılaştıkları maçtan Lille 61. dakika da Vittek ve 90. dakika da Bastos'un attığı gollerle bu zorlu maçtan 2-0 galip ayrıldı.Bu sene deplasmanda ki lig maçında Lyon ile 2-2 beraber kalan,geçtiğimiz hafta ise Lyon'u Fransa kupasında 3-2'lik skorla eleyen Lille'e neden Lyon'un bu sezon ki belası dediğimi daha net anlayabilirsiniz...Bu akşam PSG'de deplasmanda Lorient'i deplasman da Guily'nin golüyle 1-0 yenince ,Lyon ile arasında ki puan farkı 1'e indi.Son 7 seneye şampiyon olarak damgasını vuran Lyon,normalde alışılagelmiş üzere ligin bu dönemlerinde şampiyonluk yolunda ki rakiplerine puan farkını atmış olması gerekirdi ama bu sezon işler Lyon'un istediği gibi gitmiyor.Leauge 1'de hiç bir takım şampiyonluk yolunda geçtiğimiz yıllarda PSG kadar Lyon'a kafa tutmamıştı.Normalde acıların takımı sıfatlı PSG acaba,Lyon'un 7 yıllık lig hegemonyasını kıracak takım mı olacak?Bana koşullar ne olursa olsun PSG'nin şampiyonluğu,daha doğrusu Lyon'un şampiyon olamaması her şeye rağmen uzak bir ihtimal gibi gelse de,Lyon'un bu sene ki performansı insana ufaktan bir acaba dedirtmiyor değil.

7 Mart 2009 Cumartesi

ALLAHSIZLIĞI YAYMA KÜRSÜSÜ BAŞKANI



Yukarda ki başlığı görüp de bu da nasıl bir ünvan diye şaşırdıysanız,merakınızı gidereyim ey okuyucu.Başlıkta ki ünvan 70 yılların sonunda sağ-sol çatışmalarının en üst safhasında ilerlediği zamanlarda çekilen,baş rolünü Cüneyt Arkın ve Oya Aydoğan'ın oynadığı Anti-Kominist,şovenist propagandalara sahip Güneş Ne Zaman Doğacak filminde sözüm ona kominist Rusya'sın da okulu ziyarete gelen bir Albay'ın görevi bu,yani Allahsızlığı Yayma Kürsüsü Başkanlığı ! Maraş olaylarının tetiklenmesinde rolü olduğu söylenen bu filmde ki,ön yargılardan ziyade,bilinçli bir şekilde aşırı karikatürize edilmiş sosyalist devlet ve bu devlet anlayışını temsil eden Albay'ın içinde bulunduğu sahneler de o kadar komik diyaloglar geçiyor ki o kadar olur yani,okuyun gülün sizde:

Allahsızlığı Yayma Kürsüsü Başkanı Albay Nuriyev bir devlet okulunda ki sınıfa girer ve...

Müdüre: Hoşgeldiniz efendim. Allahsızlığı Yayma Kürsüsü Başkanı, istihbarat örgütünden Albay Nuriyev.

Allahsızlığı Yayma Kürsüsü Başkanı: Alpgiray Nuriyev.

Öğretmen:Nerde kalmıştım?

Kırmızı fularlı öğrenci 1: Ülkemizdeki demokraside.

Müdüre: Ha evet. Biz en demokratik memleketiz.Diğer ülkelerdeyse,
işsizlikler,fiyat artışları,krizler vardır.Oralar bir cehennem,buralar ise cennettir.

Kırmızı fularlı öğrenci 2: O halde geçen hafta, işçiler ekmek bulamadıkları için neden fabrikaları işgal ettiler?

Müdüre: Şey, bazen ufak tefek sıkıntılarımız oluyor. Ama bunlar hep kapitalist devletlerin yüzünden. Yanlış düşünüyorsunuz. Onlar işçi değil, işbirlikçi. Ama ilerde dünyada mülkiyet sahibi bir tek insan kalmadığı zaman, kuşlar kadar hür, kelebekler kadar mutlu olacaksınız.

Kırmızı fularlı öğrenci 2: Ne zaman gelecek bu vakit? En son sekiz yıl önce, annem bana ileride demişti. Ona da büyükannem demiş.

Öğretmen:Ülkemiz mutludur Petriç,değil mi çocuklar?

Kırmızı fularlı çocuklar: Eveeeet!

Kırmızı fularlı öğrenci 2: Bırak konuşacağım. Hep aynı şey,inanmıyorum size.İnanmıyorum.

Müdüre:Eğitmenim, devlet gazeteleri fabrika işgal olayını yazmamıştır. O halde bu bir uydurmacadır. Onu derhal odama yollayın. Eşyalarını topla, okuldan kovuldun. Afedersiniz efendim, bazen böyle sapık fikirliler çıkıyor.

(Yer, öğrenci azarlama odası.)

Öğretmen 2: Artık Dimitriç’le yatmayacaksın. Yoksa...

Kırmızı fularlı öğrenci 3: Ama eğitmenim...

Öğretmen 2: Yeter! Öteki arkadaşlarınla olsa da fark etmez. Ulaşacağın zevk aynıdır. Üstelik ileride mutlu bir dünya kurabilmemiz için, parti de öyle istiyor. Biz onlardan daha mı iyi bileceğiz?

(Kapı açılır, içeri Allahsızlığı Yayma Kürsüsü Başkanı ve yanındakiler girer.)

Müdüre: Buyrun.

Öğretmen 2: Sen çıkabilirsin Olgana.

Allahsızlığı Yayma Kürsüsü Başkanı: Okulunuzdaki öğrencilerin artış hızında azalma var.

Müdüre: Albayım bunda bizim hiç suçumuz yok. 100 lira normal evlilikten çocuğu olanlara veriyoruz. Evlilik dışı çocuğu olanlara ise 600 lira veriyoruz. Fakat bir türlü yıkamadık şu çağ dışı evlilik müessesesini.

Propagandanın böylesi diyerek gülüp geçiyorum anca,ha siz derseniz benim zihnimde tam canlanmadı yazdığın diyaloglar,tam gülemedim,o zaman buraya tıklayıp Alkışlarla Yaşıyorum'dan videosunu izleyebilir,öyle gülebilirsiniz...Son olarak Ortaokul'da bize koministlerin insanları öldürdükten sonra,kulaklarını ve burunlarını yiyen yamyam canavarlar olduğu şeklinde tanımlayan ve bize anlatan Din öğretmenime selam olsun!

KIRMIZI HALI DEMİŞKEN-2


Bunu da Kırmızı Halı ile ilgli resim ararken bulmuştum...Hayınlar ne yapmış caanım Natalie Portman'ıma!

HARRY POTTER and the HALF- BLOOD PRİNCE-2



Karanlık yükseliyor,Voldemort ve yandaşları iyice zıvanadan çıktılar,serseriliğin biri bin para,bunlara kim dur diyecek Harry Potter'mı cevabını Haziran da alacağız...

6 Mart 2009 Cuma

OOOOOOUCH



Bir nevi rontculuk,ama müziklisi:)Ablaları ufaktan bir yokluyosun veriyorlar sesi,ortaya çıkıyor Do,Re,Mi...Önce burdan tıklayıp siteye giriyorsunuz,sonra da ablalara tıklıyosunuz(Mi fenaymış yalnız).

SOLOMON RUHU-2



Çarşamba günü yazmıştım Fenebahçe, Basketbol'da da Solomon Ruhu'nu arıyor diye,bugün Salsa Basket'de gördüğüm Kaan Kural imzalı yazıda,Kaan Kural müjdeyi vermiş,King Solomon geri dönmek üzereymiş,arada ufak pürüzler kalmış,oh ne ala Clara.Çok güzel hareketler bunlar...


FACEBOOK KAFASI


Dünyanın en büyük arkadaşlık sitesi Facebook'da dönen kafaları ben anlayamıyorum arkadaşlar.Olayı eski dostlukları yad etmek,yeni dostukları ise pekiştirmek olan Facebook'da o kadar mantığımın almadığı şeylere rastlıyorum ki,o kadar olur yani.Misal kendisini Top Friends listesine almadığı için diğer arkadaşına küsenini gördüm,misal gene Facebook'dan dünyayı kurtarmaya çalışan tez canlılar ise ayrı bir yazı konusu,zaten bireyin kişiliğini "Bu videoyu paylaşmayana adam demem" tarzı başlıklarla sorgulayan videolara hiç bir şey diyemiyorum,he deyip geçiyorum!

Diyorum ya mantığımın almadığı olaylara denk geliyorum,geçen sabaha karşı Facebook'da gelen maillerime bakıyordum ki,açık unuttuğun Chat kısmında mahalleden nezaketen abi dediğim bir elemana yakalandım ve aramızda şu diyaloglar geçti:

H:Çağdaş naber

Ç:İyilik abi senden ne haber

H:İyi işte ne olsun,bende bugün dünyanın başına bela oldum.
Bugün doğdum işte:)

Ç:Aa öylemi,doğum günün kutlu olsun o zaman

H:Öyle kuru kuruya kutlama olmaz,sana bir görev veriyorum.

Ç:Neymiş?

H:Giriyosun benim profilime Wallımda yazan tebrikleri okuyup ona göre bir şeyler yazıyorsun,bir karı varda aramız limoni,kutlamaları görüp belki bana verir

Ç:...


...İşte böyle iğrenç bir chat diyalogunda bulundum malasef,"H" başlıklı sahış gelmiş 30 küsür yaşına ama ne yazık ki adam olamamış!

Neyse bu konuyu uzatmadan denk geldiğim garip Facebook gruplarını yazayım,bakın siz ne kafalar var:

# Eski Çağlarda Yaşamak İsterdim...Şimdiki Çağı Sevmedim Diyenler(The Man From Earth'mısınız eşşolular,eski çağları nereden biliorsunuz!)

#DÜNYADAKİ BÜTÜN TÜRKLER BURAYA --> Üye Sayımızla Her Milleti Şaşırtalım!(Tamamen popilist bir oluşum,üye sayısını arttırmaya yönelik bir grup,yoksa ben zannetmiyorum ecnebilerin üye sayısını görüp hayretlere düşeceğini:"Hans Türklerin üye sayısını gördünmü,benim aklım çıktı valla?" , "gördüm Über gördüm,bu Türkler ne cevval,ne müthiş bir millet,üye sayısıyla bizleri gene şaşırtmayı başardılar"...)

#YOGA YAPIP HUZUR BULACAĞINA NAMAZ KIL RABB'ini BUL(Valla ne diyeyim,Tim Burton felan halt etmiş bu kafalar,bu dünyaların yanında)

#karsi cinsine ilgi duyan 1.000.000.000 insan bulamam ama denerim genede(Deneme)


Daha yukarda ki gibi bir dünya saçma sapan grup var ama hepsini yazmaya kalkarsam ömür yetmez,can yetmez.Diyeceğim o dur ki sosyalleşme sitelerinde çok fazla başka maceralara atılmayın,yoksa sizede grup kurular,saçma derler.

NOT:Ha bu arada bu yazıya yorum atmayanın insanlığından şüphe duyarım(Gülüşmeler).

5 Mart 2009 Perşembe

RECEP İVEDİK ÜZERİNDEN SİYASET?


Recep İvedik üzerinden Türk Sinemasının gidişatını değerlendirme,Recep İvedik üzerinden Türk toplumunu incelemeRecep İvedik, üzerinden IQ saptanması,Recep İvedik üzerinden kıl,tüy,yün,orlon kazak derken şimdi de Recep İvedik üzerinden siyeset yapılıyor.CHP'nin fantastik lideri Baykal bir diğer fantastik karakter Tayyip ErdoğanRecep İvedik'e benzetiyor!Acaba Şahan bu karakteri yaratırken bütün bunları düşünmüşmüydü...

BRAD PITT KAÇIRILDI



Yok canım gerçekten kaçırılmadı,olay Brad Pitt'in de içinde olduğu bir kamera şakası sadece ama olayı gerçek kaçırılma sanan çevredeki insanlardan en delikanlısının arabanın arkasından koşan Uzak Doğu asıllı minik amca olması da ilginçmiş,yok ki orda iki yurdum delikanlısı kaçıranlara "Burası dağ başımı" diyip kafa göz girişsin,anca "Nayn Van Van"ı arıyorlar:)Kaçıran ekip de Jackasselemanlarıymış!

ONE MINUTE-2



Çoraplardan sonra tişörtleri de çıkmış ama ben hala "Ananı da al git burdan"lı ürünler bekliyorum,kop da gel "Ananı da al git burdan"...

SOLOMON RUHU



Evet bu sene futbol takımımızda Tuncay gibi skora isyan eden bir oyuncunun yokluğunu "Tuncay Ruhu" adı altında fazlasıyla çekiyoruz ama aynı şey basketbolda da "Solomon Ruhu" şeklinde geçerli,misal Euroleuge olayında kepekleri çektik bu gece,şampiyonlukda yalan olabilir mi acaba?...

CSKA Moskova:77-Fenerbahçe:60

NOT:Evet King Solomon,şu an Sacramento Kings'de!

FENERBAHÇE:3-SİVASSPOR:1



Sivas'a karşı gene savaştık gene kazandık.Deniz ilk yarı küfürleri yedi,ikinci yarı maçı çözen golü atarak hepimizi şaşırttı ve övgüleri aldı.Edu'nun uzun süre sonra Fenerbahçe forması ile çıktığı ilk maçta gol atması güzeldi.Bilica'nın şahane golü bizi kısa süre tedirgin etsede,Guiza-Deivid ortaklığının getirdiği gol rövanş maçı için bizi oldukça rahatlatmış oldu.Sonradan oyuna giren Guiza'nın iki asisti gecenin ilginç hareketlerindendi...Muhtemelen 49 gün sonra Türkiye Kupası finalinde Beşiktaş'ın rakibi olmayı garantiledik,şimdi gözler lige ve Kayseri Kadir Has Stadı'nın siftahına çevrildi,bu maçla bitsin artık bu deplasman fobisi!

4 Mart 2009 Çarşamba

MSN AŞKIM


Daha önce sizinle Seks Seks Seks ve Dan Dan gibi iki fantastik şarkıyı paylaşmıştım bu da üçüncüsü Arif Altunkaya'dan Msn Aşkım...Bu şarkı sevdiği kişinin online olmasını bekleyen tüm Msn aşıklarına gelsin,hani "Cap Ou Pes Cap" felan yazanlar var ya onlarada gelsin ama önce sözler:

Görmeden seni aşık oldum
Hayalinle avundum durdum
Dün bekledim de
Hiç girmedin
Sonra oturup ben sabahladım
Yazdıklarımı hep aklımda tut
Gün gelecek kavuşacağız
Aramızdaki mesafeyi unut
Gün gelecek buluşacağız

Msn aşkım benim aşkım
Msn aşkım
Hadi online ol benim aşkım
Derdime derman ol
Seni çok sevdim seveceğim
Gönlümde yer vereceğim
Msn aşkım benim aşkım
Msn aşkım

İstemem seni
Bir sevgilin
Olduğunu bilseydim hiç sevmezdim
Aylar geçse de
Yıllar geçse de
Lanet msne girmeyeceğim
Yazdıklarımın hepsini unut
Sayende perişan oldum
Aramızdaki mesafeyi bile
Herşeyi sende unuttum

Msn aşkım benim aşkım
Msn aşkım
Hadi online ol benim aşkım
Derdime derman ol
Seni çok sevdim seveceğim
Gönlümde yer vereceğim
Msn aşkım benim aşkım
Msn aşkım


GİZLİ FORVET



Çok gizli forvet...

SABA TÜMER'LE BU GECE


HaberTürk'ü izliyormusunuz bilmem ama eğer denk gelirseniz hafta içi her gün yayınlanan Saba Tümer'le Bu Gece programını izlemenizi tavsiye ediyorum ki ben öyle yapıyorum,her gün izlemesemde denk geldim mi bitene kadar başından ayrılamıyorum.Bugün de öyle oldu,kanalları değiştirirken gene Saba Tümer'in hoş ve alımlı suretine denk geldim,hani Saba hanımın hiç bir şeyi sevilmezseniz bile sadece gülüşüne hasta olabilirsiniz işte öyle bir hanım,gene gülüşünü eksik etmedi bu akşam bizden.Bu akşam gelen konuklara kısaca "Birikim" diyebiliriz,çünkü gelen iki konukta kendi meslekleri ve hayat hakkında oldukça birikimli,futbol tabiriyle "Yılların tecrübesi" insanlardı...

Gelen ilk konuk tam 40 küsür yılını Tiyatro sanatına adamış ama ilk günkü heyecanını koruduğu halen gözlerinden okunan ve konuşmalarından anlaşılan gerçek bir sanatçı Zihni Göktay idi.Programda hayatı ve sanatçı kimliği hakkında Saba Tümer ile hoş bir sohbete giren usta,örnek ve topluma mal olmuş bir sanatçının nasıl davranmasıyla ilgili kendi başından geçen bir,iki anektod anlattı ki gerçekten çok güzeldi.Bu arada Zihni Göktay ile özdeşleşen(Suna Pekuysal'ı da unutmamak gerek) büyük müzikal Lüküs Hayat'ın yarın(bugün) 25. yılı imiş.Açıkçası bu 25 yaşına gelmiş efsane müzikali hala izlemediğim için kendimden utandım.Ama en kısa zaman da bu efsane müzikale gidip,bu açığımı kapatmak niyetindeyim,size tavsiyemde o yönde...

Gelen diğer konukta tıpkı Zihni Göktay gibi kendi dalında bir uzman olan Profesör Doktor Mustafa Öz'dü.Soyadın da tahmin edebileceğiniz gibi kendisi dünyaca ünlü Türk asıllı Doktor Mehmeh Öz'ün babası.Onun da anıları en az Zihni Göktay gibi eğlenceli ve komikti.Hatta yer yer öyle komik şeyler anlattı ki ekran başında ben,program da Saba Tümer gülme krizlerine girdi.Oğlunun "hafta da 4 kez sevişin" önerisine verdiği "Öyle bir şeyi insan ancak ilaçlar yardımcılığla gerçekleştirir" tarzı verdiği esprili yaklaşım da gene komikti.Birde kendisinin profesyonel olmadan,doktorluktan kazandığı ilk paranın 13 yaşındayken bir tavuğun taşlığını düzelterek elde etmesi de bir hayli ilginçmiş...

Anlayacağınız okuyucu,güzel program vesselam Saba Tümer'le Bu Gece,dediğim gibi hergün olmazsa da denk geldiğinizde izleyin derim,ben öyle yapıyorum:)Bir de gülüşünün peşindeyiz Saba hanım haberin olsun...