13 Mayıs 2009 Çarşamba

KUPA MEVZUSU


Yazılarında sık sık metaforlara baş vuran yazarlara "hisli yazar" denir.Eğer ki yazar hem hisli,hemde spor yazarı ise ve bu metaforları Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filmi ekseninden sık sık kurup yazıyorsa o yazara Haşmet Babaoğlu denir.Kupa finaline saatler kala bende soyundum Haşmet Babaoğlu'luğa,hisli yazarlığa.

Şimdi ilk metaforumuz olan Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filminin açılış cümlesi ile başlayalım,yani "Hayat fena halde futbola benzer!".Futbolu içimize teneffüs ettiğimiz her anda bu cümlenin doğruluğunu kanıtlar gibi.Hayat fena halde futbola benzer,aynı şekilde futbol da fena halde hayata benzer.Ana fikri basitçe anlatabildiysem geçen yıldan başlayarak ikinci metaforumuza geçelim.Fenerbahçe'yi bir işçiye,bir aşığa benzetelim.Geçen sene sıkı çalışmasının sonucunu 3 kupa ile taçlandırmak isteyen bir işçiye,3 kupayı ayrı ayrı bir sevgili gören bir aşığa.İlk aşkı ile zaten 17 senedir kimi zaman tatlı,kimiz zaman hüzünlü bir evliliği vardı,26 senedir görmediği çocukluk aşkını ezeli rakibi elinden almıştı.Yurt dışına çalışmaya çıktığı gurbetçi (gurbetçiii,gurbet alırım,gurbet satarım) zamanlarında kapıldığı Avrupai sevgiliyi elde etmeye çeyrek kala bu sevdasından olmuş,Alman Helga'dan, köyde ki Hacer'ine dönen her işçinin karşılaştığı "Pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" sendromu ile karşılaşıp yıl sonunda sıkı çalışmasının ve kimi platonik aşklarının karşılığını alamayan ve elleri bomboş kalan bir berduşa dönmüştü.

Bu yıl ise bambaşka bir kişilikti Fenerbahçe.Hacı babasının kendine uygun gördüğü kızla evlendirilmek istenen,Avrupai aşkı bir kez daha deneyen,26 yıl önceki çocukluk aşkını görmeye yaklaşan bir Fenerbahçe.Avrupalı aşk bir kez daha hayal olmuştu kendisine yolun başında,evliliğine ise önem vermiyordu,babasının kendisine biçtiği işi iplemiyordu bile.Çevresinden kendisine yapılan telkinlerle zaman zaman işine ve evine bağlanan,tam adam olucak bu çocuk denildiği anda gene kendini vurdum duymazlığa veren,ailenin sorunlu çocuğu gibiydi.Günü gününü tutmuyordu ki haliyle Fenebahçe'nin bu tutumuna dayanamayan evliliği bu yıl erkenden bitti.Avrupa zaten başlarken bitmişti.Geride sadece ve sadece yıllardır kavuşamadığı çocukluk aşkı kalmıştı.Eğer bu akşam 26 senelik özlemi gelirse umursamazları oynadığı sene elde edebileceği bir aşkı var Fenerbahçe'nin!Ve fakat her şeyi hak eder bir görüntü çizen,çalışmasının ve sevgisinin semeresini alamayan,geçen sene elleri bomboş kalan Fenerbahçe'de aynı Fenerbahçe'ydi,bu sene ki umursamazda,ailesini üzende aynı Fenerbahçe...

Bir sürü metafor ve anlatılmak istenin dolaylı yoldan anlatımı,bu bir hisli yazar işi.Bir yazılığına hisli yazarlığa soyunan bu kendini bilmez ister ki ,Fenerbahçe yaptığım bu kadar metafordan sonra 26 yıllık şu özlemi yanımıza getirip,"Bak sana uzun zamandır bahsettiğim kız bu" desinde,bakalım çevresinin övdüğü kadar varmıymışki bu kadar yazıyla kafanızı şişirdiğime deysin.Ondan sonra isterse bir 26 sene daha göstermese de olur!

Hiç yorum yok: