2 Ocak 2009 Cuma

YILBAŞIN DA KAFAYI DA KIRDIM,KAPIYI DA!


2007 yılında çok eğlenen ve keyif alan bir homosaphiens olarak 2008'den de beklentilerim tabi ki bu yöndeydi.Gel gör ki büyük beklentilerin, büyük hayal kırıklığı yarattığı gerçeğiyle 2008 yılı itibariyle bir kez daha karşılaştım,o yüzdendir ki 2008'den biran önce kurtulup 2009'u bu kadar heyecanla bekleyişim.Son iki yılbaşını dışarda geçirmiş bir insan olarak bu sene özüme dönüş yaparak mahallem de pek değerli arkadaşlarımla yeni yıla girip,yeni yıla nasıl girdiğimi soranlara "arkadaşlarla sabaha kadar içtik yeaa" cevabını vermeye yarayan,içme ritüelini gerçekleştirmek de yardımcımız olan kampanyalı viskilerden almak için küçük bir İstanbul turu atsak da ne yazık ki saat 21:00'de tüm büyük marketlerin kepenkleri indirdiği acı gerçeğiyle karşılaştık.Görünen o ki gene eski dost votkaya dönecektik.Votka almak için girdiğimiz "Canım" Jemal abinin bakkaliyesinde bütçemize uygun Red Label şişesi gözümüze çarptı hemen ki kendisine almak,attığımız İstanbul turundan sonra farz olmuştu.Gerekli çerezler,votka,viski dostlar ve Viktoria'nın hurileri eşliğinde yeni yıla güzel bir giriş yaptık.Türkcell'in ayın 1'ine kadar kullanmam maksadıyla sadece Türkcell'lilerle konuşmam için vermiş olduğu 500 kontörün son kırıntılarını da bir takım arkadaşları arayarak bitirerek,hem duyarlı dost olup,hem de kontörlerin hepsini bitirmeyi başararak bir tuşla iki kuş vurdum adeta bir sinsi gibi...Viktoria's Secret Showbitti,viski bitti,votkalar ve ardından gelen biralar bitti,çerezler zaten bitik başlamıştı,yapılan turnuvalar da bitince saat sabaha karşı 5 itibariyle eve gitme vakti geldi.Son kez iyi seneler deyip,evim evim güzel evime giden yolda ki 5 zorlu katı çıktıktan sonra anahtarım olmaması sebebiyle ev sakinlerinin kapıyı açmaları için kapıyı çaldım,kimse açmadı.Gene çaldım açan olmadı bir kez daha,gene çaldım,gene çaldım,telefon ettim,zile bastım,yumruk attım seslendim ama nafile içerden televizyonun sesi gelmesine rağmen kapıyı açan yoktu!İçkiler vasıtasıyla hafiften kırılıp çakır keyf bir hale gelen bünyem bir anda açılıp pırıl pırıl olmuştu.Evde sadece babam ve kızkardeşim vardı, annem bir arkadaşın da kaldığı için hemen onu arayı durumu bildirdim oldukça endişeliydim,eğer anahtarı varsa eve gelmesini talep ettim ama ne şanstır ki o da anahtarını yanına almamış...Bana yardım etmesi için iki yakın aile dostmuzu arayan annemide oldukça endişelendirmişti evdeki bu sesli sessizlik.Gelenler geldi,benim izlediğim yöntemlerin hepsini denedikten sonra çilingir de karar kırıldı ama kimse de çilingir numarası yoktu,ben bu sırada daha önce bir kaç kez teklif ettiğim kapıyı kırma önerimi tekrar gündeme getirdim ama "çelik kapı,kıramazsın" yanıtıyla karşılaştım gene.Bir yerden çilingir bulunana kadar onların evinde kalmam teklif edildi ama ben artık bu endişeyle daha fazla duramayacağım için "Ahhhyaak" diye çığlığı basıp kapıya omuzla bi koydum,çaat diye ampul gibi açıldı,endişeli bir abinin dizginlenemez yüreği karşısın da durması güç olan çelik kapı:)Açılıcaktı tabi zamanın da az pogo yapmadık hani.Neyse,hemen içeri dalıp Çağla'ya baktım durum nedir ne değildir diye,hanımefendi televizyonun başında uyuya kalmış,babam desen o da kendi odasında uyuyor,yok hani kapıyı çalmaları,zile basmaları geçtim,kapıyı da kırdım be gamsızlar onun sesine bile mi uyanmadınız,uyanmadılar valla.İkisini de bir hışımla uyandırıp epeyce bir kızdıktan sonra,sakinleşmek için yüzümü yıkamaya gittim,geri döndüğümde bir baktım Çağla ayısı gene uyuya kalmış,sanki az önce kapıyı kırılıp kendisine hiç bağırılmamış gibi,çocuk yılbaşı günü kola içmekten,cips yemekten kafayı bulmuş,sarhoşlar gibi sızıp kalıyor ikide bir.Zaten bozulan sinirlerim Çağla'nın bu tutumuyla daha da bozulmuştu,sinirimden ağlıyordum resmen...Sırasıyla neşe,çoşku,endişe,sinir ve rahatlama duygularını yoğun bir biçimde hissettiğim yeni yılın ilk gününde,2009'dan birinci dakika golünü yemiş olsam da ilerleyen günlerde bu golü çıkartabileceğim bir yıl geçmesini temenni ediyorum.Ve son olarak siz siz olun efendim sakın anahtarınızı unutup benim gibi çaresiz kalmayın,ben de ben olayım bir daha kapı kırmak zorunda kalacağım durumlar yaşamayayım,hepinize tekrardan iyi seneler,bu arada Noel Baba derilerinizi THY'ye bağışlayı unutmayınız,hepinize kucak dolusu sevgiler(Yeni yılın ilk Gülüşmeleri)!

4 yorum:

sinem dedi ki...

yazı süper gidiyordu ki sonlara doğru ben de yusuf yusuf olmaya başladım. bir abla olduğumdan, evin büyüğü psikolojini çok iyi anlıyorum. ben de bir keresinde izmirden normal muhabbet etmek için evi yaklaşık 45 dk arayınca deprem oldu heralde ya da yangın çıktı moduna girmiştim. sonra amcamı aradım, amcam ulaşamadı, oraya gitti, meğer babamın cep tel.i arabadaymış, anneminki çantasıyla beraber vestiyere girmiş, ev tel.i de arızalıymış. tabi annemin sesini duyar duymaz ağlamaya başladığım için bi 45 dk daha konuşamamıştık :) çok sorumsuz oluyor bu büyükler yauv :)

alengir dedi ki...

Dimi ya,halbuki onların bizi merak etmesi gerekmiyormuydu,ah şu ebebeynler(ebebeyn ne ya bu arada):)

burak obama dedi ki...

yılbaşını kutlar, içip, çıblak karılara bakarsanız daa ne beklenirki..

kerberos dedi ki...

burak obama'ya; sakaryanın havası yaramış sana kardeşim, yorumuna bakarak şunu sölerim ki, vakit gaztesinde parlak bir gelecek seni bekliyor:)))