14 Nisan 2009 Salı

YOK EDİCİ ARDA - ACIMASIZ EMRE


Sen böyle gazete başlığı atarsan,maçı "Cehennem de çift kale" olarak nitelendirirsen olacağı budur basın kardeş !

ÇİZGİ PROPAGANDA

13 Nisan 2009 Pazartesi

DALGACI ROBİ



Bunun adı rakiple dalga geçmektir...Aslında cümlede ki "dalga" kelimesi hafif kalır ama neyse.İzleyin videoyu bana hak vereceksiniz,en azından mavi tişörtlü (-kim hocam ben mi?/-evet sen zibidi!) bir arkadaş var ben görüyorum onu, o hak verecek kesin.O değilde Erdoğan Arıca olsa kesin dövmüştü Robinho'yu bu pozisyonda!

GALATASARAY:0-FENERBAHÇE:0



Günlerdir heyecanla beklediğimiz derbi bu muydu ?


Ne yazık ki buydu,iki takımın da futbol adına hiç bir şey ortaya koymadığı maçın hakkı tabi ki beraberlikti ve şampiyonluk iki takım içinde aynı uzaklıkta,aynı hayal cümlesinde...



Maçın sonunda yaşananlar hakkında bir şey yazmak gelmiyor içimden "Yazıklar olsun" dan başka ama şunu söylemeden geçemiyeceğim ne olur Sabri artık futbol oynamasın...


Futbolunda ki yetenek eksikliğini çirkefliğiyle kapatmaya çalışan bu şahısın,trübünlere şirin gözükmek adına yapmadığı pislik kalmadı ve belki de maçı süreki manpüle edip ortamı germesi maç sonunda yaşanan olayların hazırlayıcısı oldu!Bence Sabri sadece futbola değil,insanlığa da bir ihanettir,adam değildir!

11 Nisan 2009 Cumartesi

GENE MACHEDA



Manchester United çekirge misali 2 maçtır zıplayarak 3 puanı alıyor ama bu iki maçın ortak noktası puanı getiren golleri atan ismin oyuna sonradan giren genç İtalyan Macheda olması.Aston Villa'ya 90+4'de attığı golle takımına 3 puanı getiren İtalyan,bugün de 1-1 süren Sunderland maçında oyuna sonradan girerek 77. dakika takımını 2-1 öne geçiren golü attı ve Manchester'ın Liverpool'un da galip geldiği hafta da liderliği kaybetmemesini sağladı.İngiltere'de Manchester'ın daha kaç maç daha bu şekilde zıplayabileceğini önceden kestiremeyiz ama bildiğimiz bir şey varsa o da Ferguson'un dünya futboluna bir yıldız daha kazandırdığı olsa gerek.

DERBİ NEDİR?-3


Cumartesi gecesi uyutmayandır...

10 Nisan 2009 Cuma

OBAMA TÜRKÜSÜ



Daha önce yazdığım Obama Türküsü'nün klibini sizinle paylaşıyorum.Diyecek bir şey bulamıyorum,sadece Mustafa Abi'nin "Hello" diyişine adak adamak istiyorum!

DERBİ NEDİR?-2


Telefon trafiğini Cuma gününden başlattırandır...

9 Nisan 2009 Perşembe

GRACENOTE:MUSIC MAPS


Adamlar müziğin haritasını çıkarmış.Dünya haritası üzerinde istediğiniz ülkenin üzerine gelip o ülkede dinlenen müzikleri dinleyebilip,ülkenin müzik kültürü hakkında bir fikre sahip oluyorsunuz.Pek hoş bir şey canım.O güzel siteye burdan çuf çuflayabilirsiniz.

DERBİ NEDİR?



İnsanın kalp atışını Perşembe gününden hızlandırandır!

STREET ART



Hazır konu İsa'dan açılmışken,şu kime ait olduğunu bilmediğim muazzam Street Art çalışmasını koyayım dedim,nasıl iyi etmişmiyim:)

DEMICHELIS'İN ÇİLESİ


Arjantin'li savunma oyuncusu Martin Demichelis'in oynadığı son iki resmi maçta takımları toplam 10 gol yedi.Geçen hafta Arjantin forması ile Bolivya karşısında ki 6-1'lik hezimetin şokunu yaşayan Demichelis bugün de Bayern forması ile Barcelona'dan 4 gol yiyince, oynadığı her iki maç sonucu 18 dakika da 1 gol yeme ortalama tutturdu,üstelik bu ortalamayı Bayern'in Wolfsburg'a 5-1 yenildiği maçta oynamamasına rağmen tutturdu.Gerçi oynasa da 18 dakika da 1 gollük bu üzücü ortalama değişmeyecekti ama sadece formasını giydiği takımların oyandığı son 3 maç baz alındığında yediği gol sayısı 15'e çıkacaktı!En son duyduğuma göre,Demichelis'in çilesi yanında kendi çilesi devede kulak kalan Jesus, Messi'yi "İnsan toprağına bunu yaparmı!" diye hayıflamış:)

BARCELONA:4-BAYERN MUNCHEN:0



Bu maç hakkında olsun,Barcelona'nın bu akşam Bayern'e çektiği tarifeyi,sene boyunca karşına çıkan her takıma isim ayırtmaksızın uygulaması hakkında olsun,yazılmamış ne yazılabilirki?Barca artık eli bitirmiş okeye dönüyor ve karşısına çıkan takımların maçlarını rakip oyuncuların anaları,babaları,ailelerimi izlemiş düşünmeden hepsini rezil edip yolluyor!



Ekran başında pas trafiğinden bizim başımız döndü ki,Bayern'li oyuncular saha içinde ne yapsın!Kısacası Barcelona artık yarı finalde ve emin adımlarla ilerlediği final yolunda hem eğleniyor,hem de eğlendiriyor.Eğer Barca bu sene bu kupayı alamazsa heralde bu futbola yapılmış en büyük ihanetlerden biri olur!

8 Nisan 2009 Çarşamba

ANINDA GÖRÜNTÜ



Üstte ki resmi Porto Resmi sitesinin giriş resmi.Belli ki Porto şimdiden kestirmiş Manchester'ı gözüne,baksana pek bir cevval bakıyorlar canım!

MANCHESTER UNITED:2-PORTO:2


Maçı yazmadan önce 2 şey söylemek istiyorum.Birincisi ne Liverpool'muş be!ikincisi ise United yatsın kalksın Bruno Alves'e teşekkür etsin...



Üstte ki paragrafı açacak olursam,öncelikle Liverpool mağlubiyetinden başlayalım.Liverpool , Manchester'ı artık nasıl yendiyse,United o günden beri bir türlü belini doğrultamadı ve sürekli bir düşüş içersinde,takımda inanılmaz bir özgüven eksikliği var.Alınan 4-1'lik Liverpool hezimetinden sonra,senenin Barcelona ile birlikte en iyi top oynayan ve adından söz ettiren takımıı gitmiş,yerine ne yaptığını bilmeyen,iki metreye pas atmaktan aciz,oyun kurmakta inanılmaz zorlanan bir United gelmiş adeta.Şimdi paragrafın başında değindiğim ikinci cümleye gelirsek United gerçekten bu gece Bruno Alves'e teşekkür etmeli,zira Portekizli oyuncu maçın 10. dakikasında o saçma hatayı yapmasa United bugün değil 2 gol,bir gol bile atamazdı bana göre,çünkü mecalleri yoktu...



Gece herkes için şok bir golle başladı,az öncede dediğim gibi pas yapmakta zorlanan United,kontra ile hucüma çıkıp Porto'yu gafil yakalamak isterken hatalı bir pasla topu kaptırdılar ve gafil avlanan taraf kendileri oldu.Lucho kazandığı topu hiç beklemeden ceza sahasına gönderdi,bu maçın United adına en zayıf halkası olan genç oyuncu Evans topu uzaklaştırıcam diye rastgele vurunca, topla buluşan Uruguaylı oyuncu Rodrigez bu hatayı affetmiyerek Evans'a şut çeker gibi yapıp feyk attıktan sonra çerçeveyi gördü ve golünü atarak Rüyalar Tiyatrosu'nda United taraftarlarının kulaklarında hüzünlü bir oratoryo duyulmasına vesile oldu(futbol yazan entel şekilbaz yazarlara özendim)!Normalde alışagelmiş biçimde gol yemiş bir United'ın kırmızı görmüş bir boğadan farksız olduğunu bu sene hepimiz defalarca kez gördük amma velakin United bu maçta kendisini o kadar çok manipüle ettiki,Bruno Alves'in müthiş hatasından sonra demorilize olacağını beklediğimiz Porto yerine anlamsız bir şekilde demoralize olan taraf Kırmızı Şeytanlar oldu...



Maç 1-1 geldikten sonra da aciz görütüsünü sürdüren United,orta sahasının Porto orta sahası karşısında zorlanması sonucu atağa çıkarken yediği goldekine benzer bir çok top kaptırarak rakibine kontra şansı verdi,eğer Brezilya'lı oyuncu Hulk kendisini kanıtlama adına aldığı topları Vidic ve O'Shea'nin içinden geçmeye çalışarak kullanmak yerine pas vermeyi tercih etse Porto ilk yarı 1 gol daha bulup şok sayısını ikiye katlayabilirdi...



2. yarı başladığında benim gibi maçı izleyen herkes eminim ki United'ın ilk yarıda ki olumsuz görüntüsünden biraz olsun kurtulup oyunu domine edeceğini düşündü ama United aynen ilk yarıda olduğu gibi hepimizi terse yatırarak kaleden,forvete uzanan oyun bloklarının hepsinde aynı anlamsız oyununa devam etti.Misal bu sene gol yememe rekoru kıran kalecisi Van Der Saar'ın topu oyuna bu kadar çok hatalı soktuğu bir başka maç daha hatırlamıyorum.Keza Van Der Saar'ın bu rekorunda pay sahibi olan defans hattı da Rio'nun yokluğunu fazlasıyla hissetti,genç oyuncu Evans ile geriden oyun kurmakta zorlandılar,orta sahada da Scholes'dan istediği verimi alamayınca Ömer Üründül tabiriyle defans hattı ile forvet hattı arasında ki "Bloklar arası bağlantı" sağlanamadı ve haliyle United'ın atakları sürekli kanatlardan içeri şişirilip,Porto defasında eriyen toplar olarak sınırlı kaldı!"...



Cristiano Ronaldo günün hayal kırıklıklarındandı kendisinden beklenenin çok uzağındaydı!Jin Sun Park her zaman ki efora dayalı oyununu oynasada takım üzerinde ki olumsuzluk ona da yansımıştı,hücum da takımına yeterli desteği vermeyinde Ferguson'dan Giggs değişikliği geldi,defanstan da Evans çıkıp yerine Neville gelince O'Shea stoper mevkiğine geçti ve bu United'a az da olsa hareketlenme getirdi.Bu kısa süreli hareketlenme duran toplardan Vidic imzalı 2 tehlikeli kafa şutu getirdi ki,o da kısa sürede saman alevi gibi söndü.Herşeye rağmen maç aynı seyrinde giderken United adına günün en çok çabalayan adamı olan Rooney,kullanılan taç atışında Scholes'un yerine giren Tevez'e akıl dolu bir asist yaptı ve Manchester tüm bu kötü oyununa rağmen 85. dakika da öne geçti.Aklımızdan tam maç bu skorla bitecek,yazık oldu Porto'ya düşünceleri geçerken oyuna sonradan giren Mariano Gonzalez, Lisandro Lopez'in ceza sahasına paralel gönderdiği topu Van Der Saar'ın üzerinden ağlara göndererek hem CM'cilere selamını çaktı,hem de United taraftarlarının dimağında talihsiz bir gün olan 2004 yılına acı bir gönderme yaparak skoru 90.dakika da 2-2'ye getirdi.Şimdi Manchester'ı spikerinde maç da bol bol tekrarladığı gibi son 8 maçtır evinde hiç bir İngiliz takımına yenilmeyen bir Porto ile karşılaşacağı bir Portekiz deplasmanı bekliyor ve mutlak gole ihityacı var,15 Nisan'da çok heyecanlı bir karşılaşma bizi bekliyor...



Bu arada yazıyı hep United üzerinden değerlendirerek yazdım ama Porto'nun da hakkını yememek lazım,gerçekten taş gibi bir takım.Hani sene başında Fenerbahçe'nin grubuna düşünce basınımız tarafından "Porto artık eski Porto değil" denilip küçümsenen,grupta oynadığımız iki maçı da kaybedince sanki son 3 senenin Portekiz Şampiyonu olan ve son 5 senedir düzenli olarak bu kupada en az 2. tura çıkmış olan bir takıma değilde,İsviçre Ligi'nin sıradan bir takımına yenilmişiz muamelesi yapılan Porto var ya işte o Porto nasıl bir takım olduğunu bir kez daha her şeyi bilen basınımıza gösterip tokat gibi bir cevap verdi,bir cevap da 15 Nisan'da vermesi muhtemel!


MAÇTAN NOTLAR:

#Spiker maçın belli bir bölümünde o kadar saçmaladı ki,düzeltmeye bile niyetlenmedi.Misal spikerin anlattığına göre yıl konusu biraz karmaşık ama 2003'de ya da 2004'de ya Denizlispor Şampiyonlar Liginde idi ya da Manchester United UEFA Kupasında...

#United'ın attığı her gole deli gibi sevinen Ferguson,attıları 2. golde niyeyse hiç sevinmedi,adamın içine mi doğdu 90'da golü yiyecekleri acaba...

#Deplasman taraftarı her zaman güzeldir,bu akşamda Porto'nun tarafatarıda oldukça güzeldi...

#Maçın yönetmeni Aston Villa maçının kahramanı Macheda'yı da göstermeyi ihmal etmedi...

#Tevez oyuna girmeye hazırlandığı an bacıklarını bağlamak için eğildiğinde,arkasında kameraya el sallayan çocuğa komikti valla...

7 Nisan 2009 Salı

ALO NEVRESİM TAKIMI



Alengir:Alo iyi günler Ertem Şener'le mi görüşüyorum?

E.Ş:Evet benim buyrun...

Alengir:Abi ben Nevresim Takımı'ndan arıyorum bir kaç sorum olacak da sana...

E.Ş:Tabi buyrun...

Alengir:Öncelikle geçmiş olsun abi!

E.Ş:Niye ki?

Alengir:Hasta değilmisin ki sen abi?

E.Ş:Yoo nerden çıkardın bunu?

Alengir:Ne bileyim abi seni ekranda hep kıpkırmızı gördüğümüzden ciğerlerde bir sorun var diye düşündüm!

E.Ş:Haaa, yok ya o benim kendi rengim,azıcıkda solaryuma katkılı!

Alengir:Anladım abi,valla bebek poposu kıvamındaki görüntün biraz endişelendirdi bizi ama allahtan önemli bir şey değilmiş...Neyse abi ben sorularıma geçeyim.Abi çok değişik ve çoşkulu bir maç anlatma tarzın var,bu başarılı tarzı neye borçlusun?

E.Ş:Şimdi Alengirciğim,öncelikle teşekkür ederim,işin sırrına gelince ben maçları yaşayarak anlatan bir insanın.Anı olsun,pozisyonları olsun sonuna kadar yaşıyorum maçı izlerken,o yüzden ekran başında ki izleyicilerime de maçı hissettiğim gibi anlatıyorum...

Alengir:Onu anladım abi de,peki maç içersinde neden hep futbolcuların özel hayatlarından,ailelerinden bahsediyorsun?

E.Ş:Ben onları maça ilginçlikler katsın diye anektod tadında anlatıyorum...

Alengir:Valla iyi diyosunda duyduğuma göre her maçta anasını,bacısını karıştırdığın futbolcular seni dövmeye geliyorlarmış,çok sinirliler valla!

E.Ş:Deme,kim kim geliyo lan?

Alengir:Abi başta üstün Alman teknolojisi Ballack var,sonra annesi ressam Pirlo,ondan sonracığıma İnter'in pehlivanı Adriano bi de Evra ile kardeşleri...

E.Ş:Anaaam ne diyosun,Evra ile kardeşlerimi,onlar 23 kardeş ki!Ben kaçıyorum hacı,Çita'dan kaçan bir ceylan gibi!

Alengir:Eee durduğun hata be abi koş!

E.Ş:Koşiyim dimi!

Alengir:Koş ulan koş,bak hala duruyo!

BARRACKLAVA



Valla gülüyorum gülüyorum ama gülüyorsam sinirlerim bozulduğu için gülüyorum!Al sana bir tane daha Obama'lı haber,bu sefer de herifin baklavasını yapıp isminide Baracklava koymuşlar.10 baklava ustasının 2 gün boyunca gece-gündüz demeden(muhabbetlerinde hiç geçmemiş bu kelimeler yani) 10 tepsi baklavayı tek tek pişirdikten sonra kesilen parçaların birleştirilmesinden oluşturulan bu baklavadan portrenin ana fikrini "Tatlı yiyelim,tatlı konuşalım" olarak açıklamış,baklavayı yapan firmanın sahibi.Haberin linki na burda...

Canım sıkıldı artık bu Obama enflasyonundan,zaten popüler olan her şeye atlayan halkımız Obama'ya da atlamış durumda,umarım ileriki günlerde sırtına Obama dövmesi yapan 60 yaşında ki teyze gibi abuk sabuk haberlerle karşılaşmayız,şu adam gitsede ülkesine rahatlasak.Yanlız çok müstehcen bir adı var bu baklavanın anamız,bacımız var bir yerde:)

POLİS



POLİS:Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk, zabıta...dır,vatandaşı üzerinde Karate Kid gibi hareket deneyen değildir!

6 Nisan 2009 Pazartesi

OBAMA DEMİŞKEN



Obama Obama hoşgeldin Başkanlığa
Barış getir bu dünyaya Obama Obama
Hoşgeldin Başkanlığa
Durdur bu savaşları bitsin artık gözyaşları
Geri getir tüm umutları
Obama Obama hoşgeldin Başkanlığa...
Ey insanlar
Hepimiz Adem ile Havva'dan olmayız
Hepimiz kardeşiz
Obama Obama hoşgeldin Başkanlığa...


Bir önce ki postta demiştim ya nedir bu Obama fetişizmi,bu herifi palyaçomu sanıyorlar diye,anlaşılan o ki sadece Amerikalılar da yok bu fetişizm.Obama seçildiği için Van'da 44 kurban kesen elemandan sonra şimdi de Mustafa Topaloğlu Obama'ya el atmış.Yukarıda gördüğünüz yazı,Mustafa Topaloğlu'nun Obama için yazdığı şarkının sözleri.Topaloğlu bu şahane şarkıyı hem İngilizce hem de Türkçe seslendirmiş ve Obama'nın Türkiye ziyareti sırasında şarkının kendisine ulaştırılması için TBMM Başkanı Köksal Toptan'a vermiş.Ülkemizde Obama Başkan'lığa seçildiği için birden savaşların duracağına,Amerikanın askerlerini Orta Doğu'dan çekip, yüz yıldan fazla sürdüğü Emperyalist politikanın vaz geçip,dünyada sonsuza kadar barışın hüküm süreceğini sanan halkımızın bu işe Amerikan halkından fazla sevinmesinin ne kadar safça olduğuna girmeyeceğim ama Mustafa abi gene döktürmüş,akşam akşam güldürdü bizi!

MASAL:Obama başkan seçildi ve Tanrı bu seviçli günü havadan şeker yağdırarak kutladı,melekler seviç gözyaşları dökerken,Jesus meleklere 3'lü çektiriyordu...

BARACK THE BARBARIAN




Hatırlarsınız daha önce Amerika'nın ilk Siyahi Başkanı olan Barack Obama'nın çizgi yolculuğundan bahsetmiştim.Obama'nın daha önce çizgi dünyaya girişi dünyaca ünlü çizgi roman karakterlerine konu olsa da bu sefer ki durum başka.



Devil's Due Publisher adlı Amerika'lı bir yayın evi,daha önce Spiderman ve Savage Dragon'a konuk olan Obama'nın kendisinin baş rolde olduğu iki dergi yayınlamaya hazırlanıyor.Drafted One Hundred Days adlı çizgi roman da bir mutant olan Obama,Barack The Barbarian adlı seride de adından ve kapaktan anlaşılacağı üzere Conan'dan esinlenilmiş bir barbar savaşçı olarak karşımıza çıkıyor.



Üsteki resimde de gene aynı yayın evi tarafından çizilmiş Cumhuriyetçi Parti adayı Sarah Palin'i görüyoruz,pek de seksi görüyoruz!O değil de herifler özgürlükler ülkesi,sanata saygı hesabı hiçbir tepki ile karşılaşmadan(ya da en az tepki)istedikleri gibi takılıyorlar ama nedir bu Obama fetişizmi anlamak mümkün değil.İlk siyahi başkan felan da palyaçomu lan bu herif her şeyde kullanıyosunuz,adam Başkanınız ulan,Milli Reis oğlum:)Bakalım Obama daha hangi alanlarda karşımıza çıkacak...


FENERBAHÇE:2-ESKİŞEHİRSPOR:1



Alex,Emre ve Lugano gibi as oyuncuların eksikliğinde,Eskişehirspor gibi dişli bir ekip karşısına ilk yarı ürkek bir ceylan gibi çıkan Fenerbahçe,ikinci yarıda bulduğu pozisyonları değerlendirerek şampiyonluk yolunda ki bu kritik dönemde maçı kazanmasını bildi(yanlız ne saçma bir cümledir lan bu kazanmasını bildi)...



Hani spor yorumcuları lig sonuna yaklaştıkça,şampiyonluğu kovalayan takımlar için "Zaten ligin bu haftalarında kimse güzel futbol beklemiyor..." diye yorum yaparlar ya,biz zaten sene başından beri bir kaç istisnai maç dışında takımdan güzel futbol göremediğimiz için o yönde bir beklentimiz yoktu ama maçın ilk yarısında ki kadar kötü bir futbol da beklemiyorduk...



Rakibin baskılı oyununa karşın ortada ki ikilinin yetersizliğinden hucüma gitmekde zorlanan,sürekli defans yapmak zorunda kalan,Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda rakibin kalesinde kontratakla gol arayan bir Fenerbahçe vardı ilk yarı...



İkinci yarı da ilk yarıdan farksız rakibin baskısıyla başladı ki hatta 48. dakikada Edu'nun yerine ikinci yarının başında oyuna dahil olan Yasin , Batuhan'ın boş kalaye giden kafa topunu son anda engelleyerek takımımızın geriye düşmesini engelledi.Ardından 55.dakika da Aragones sanırım haftaiçi açıklamarından etkinlendiği için bu maçta ilk 11 oynattığı Josico'yu çıkarıp yerine Deniz'i alarak doğru bir değişiklik yaptı.Uğur'un yerine de Gökhan Emreciksin girip,Deivid sağ kanattan çıkıp ,biraz daha forvet arkasına yaklaşınca 59. dakika da ilk golümüz geldi...



Bir önce ki günün "Var mısın Yok musun" morallisi Carlos,aynen dün dediği gibi bu maçta da "Varım" diyince,soldan kestiği sert topa ayak koyan Deivid "Sözleşmeyi imzaladıktan sonra oynamıyor" diyenelere inat "Ben de varım" dedi ve çok şık bir gol attı.Bu golden sonra Josico'nun aksine ortasaha da varlığını hissteren Deniz'in etkisiyle rakibin top çevirmesini ve baskı yapmasını engelledik ve pozisyonlar bulduk ama yararlanamadık.Dakikalar ilerledikçe şüphesiz ki maçı izleyen tüm Fenerbahçe taraftarının aklında ikinci golümüzün gelmemesinden dolayı Kocaelispor ve Bursaspor maçlarının tedirgiliği vardı ama 88.dakika da Milli maç morallisi Guiza önce rakipten topu kaptı ardından Semih'le çok kaliteli bir ver-kaça girdi ve Eskişehirspor kalecisi Ivesa ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda klas bir plase ile 2. golü atıp stadda ki ve ekran başında ki milyonlarca Fenerbahçe taraftarına rahat bir nefes aldırdı.Tam maç bu skorla bitti rahatlığına girmişken "Kral yapmıycan,kral olucan" diyen "Disko Kralı Batuhan" kafa niyetine attığı diz golüyle skoru bire indirse de,bu gol Eskişehirspor adına yeterli olmadı...



Maçı bize getirenin Eskişehirspor ile aramızda ki kaliteli ayak farkı olduğunu söylersem yanılmış olmam.Hem bir hafta önce Galatasaray'a hemde bu gece bize karşı çok iyi bir mücadele veren Eskişehirspor'a maç seçiyor ya da daha doğrusu İstanbul takımları ile oynanan maçlara daha iyi konsantre oluyor diyebiliriz,zira bu iki maçta olduğu gibi üst düzey bir mücadele sergileyebilen bir takımın puan tablosunda ki yeri bu olmamalı...



Bu sonuçla 3 puanı alıp puan tablosunda Trabzonu averajla geçip 3. sıraya oturarak,rakiplerimizi takibi sürdürdük ama kritik bir derbi öncesi Edu'yu kaybettik.Zaten Alex'in de oynamasının zor olduğunu düşününce Samiyen'e iki önemli eksikle çıkacağımızı söyleyebilirim şimdiden.Zaten zor olan maçın zorluğunu arttıran bu unsurlara rağmen takımımıza biz inanıyoruz,sadece onlarda kendilerine inansın yeter!

5 Nisan 2009 Pazar

NASIL LAF ATARIZ?-4



SORU:Diyelim ki Liv TylerNimet Abla'nın önünde,Süper Loto kuyruğunda gördük ve laf atmak istiyoruz,peki nasıl laf atarız?

CEVAP: 150 Milyon Dolar bütçeli bir Romantik-Komedi çekeyimde,baş rolünde beraber oynayalım yavrum!

NOT:Biz daha iyisini atana kadar,en iyisi bu...

JOHN PANTSIL


90.dakika da gol atan taraf çılgınca sevinirken bir de golü yiyen tarafın tarifsiz üzüntüsü var ve Fulham oyunucusu John Pantsil bu fotografı olayın Fulham tarafı adına olan dramatik finalini oldukça iyi yansıtıyor.

AVRUPADAN FUTBOL



WOLFSBURG:5-BAYERN MUNCHEN:1

Zaten Bundesliga'da 2. yarı başladığından beri Felix Magath yönetiminde ki, Dzeko-Grafite-Misimovic üçlüsünün mükemmel performansları ile geriden gümbür gümbür gelen Wolsfburg,mazlumun ahını alan(bknz:Sportin Lisbon) Alman futbolunun tartışmasız en başarılı olan Bayern München'i farklı yenerek bünyelerde Anaa Etkisi# yarattı.Wolfsburg'un olası bir galibiyeti zaten beklenen bir durumdu ama Bayern'in yediği 5 gol'ü kimsenin beklediğini sanmam.Bu galibiyette baş rol oynayan oyunculardan Dzeko ve Grafite'nin her geçen gün artan performansları Wolfsburg'a belki de Bundesliga tarihinde ki ilk şampiyonluğuna ulaştıracak.Grafite'nin attığı 5. gol seyir zevki açısından Avrupa'nın en iyi ligi olan Bundesliga'ya yaraşır bir estetiklikteydi ve önümüzde daha bunu gibi zevkli mücadelelere gebe olması beklenen 8 hafta var...

# ANAA ETKİSİ:Oynan maçta fark yiyen taraflardan birisi kilişe tabirle bir dünya devi ise bunu gören seyircinin skora verdiği tepkilerden "Oha" ile en çok kullanılanıdır(Bknz:Bolivya-Arjantin)...



FULHAM:0-LIVERPOOL:1

Fulham tam şampiyonluk yolunda Manchester'a vurduğu darbeyi Liverpool'a da vurmak üzereydi ki buna İsrailli futbolcu Yossi Benayoun 90.dakika da attığı golle izin vermedi ve maç fazlasıyla da olsa "Lider öldü,yaşasın yeni lider" dedi...




ARSENAL:2-MANCHESTER CITY:0

Bu sene sakatlıktan çok çeken Arsenal'in sakat yıldızlarından Cesc Fabregas ve Adebayor , Manchester City karşısında uzun süre sonra takımlarında ki yerlerini aldılar.Bu oyunculardan Togo'lu Adebayor dönüşünü 2 golle süsledi ve Arsenal Şampiyonlar Ligi yolunda ki en yakın rakibi Aston Villa ile olan puan farkını maç fazlası ile 6'ya çıkardı...



BORDEAUX:1-NANCY:0

Fransa'da Şampiyonluğun sözlükte ki karşılığı olan Lyon'un 7 senelik hegemonyasına son vermek isteyen takımlardan Bordeaux, Lyon'un deplasmanda 3-1 kazandığı hafta,kendi evinde lig 15. Nancy'i konuk etti.Maçın başından beri baskılı oynayan Bordeaux, 57. dakika da rakibinin 10 kişi kalması ile baskısını iyice arttırsa da Nancy'nin iyi savunmasını aşamakta oldukça zorlandı.Buna rağmen Bordeaux aradığı golü maç boyunca iyi bir performans sergileyen Nancy defansının bir anlık hatasından faydalanıp,kalecisinin uzun topunda defasın arkadına iyi sarkan Chamakh'ın ayağından 88. dakikada bulup,Lyon ile arasında ki 3 puanlık farkı koruyarak ve Lyon'un ensesinde ki 6'lıdan birisi olmaya devam ettiler...



MALAGA:0-REAL MADRID:1

Barcelona zaten her maçını kazandığı için İspanya'da şampiyonluk yolunda ki düğüm Real Madrid'in ne zaman puan kaybedip havlu atacağına bağlı.Real bu akşam puan kaybı yaşaması muhtemel olan Malaga deplasmanına gitti.Madrid'de ki ilk maçı 90. dakikada Higuan'in attığı penaltı golüyle ölüp ölüp dirildikten sonra kazanan Madrid, La Roselada'da ki müsabakının ilk dakikasında son dakikasına kadar Malaga'nın yoğun baskına uğradı.Real Madrid ev sahibinin baskını maçın 90 dakikası boyunca kıramasada,Malaga maçlarının golcüsü Higuan'ın 49. dakika da bireysel çabasıyla bulduğu golle maçtan 1-0 galip ayrıldı,bu gol Higuan'ın bu sezon Malaga ağlarına gönderdiği 5. goldü.Malaga yediği golden sonra Real Madrid kalesini iyice abluka altına alsa da fakat Casillas, Malaga forvetlerine gol izni vermedi ve takının galibiyetinde önemli bir paya sahip oldu,Real Madrid'de bu sonuçla bu yarışta hala varım dedi...

3 Nisan 2009 Cuma

ADAM OLACAK ÇOCUK




Video da Seedorf'a ligimizde ki bir çok defans oyuncusundan daha ince müdaheleyi yapıp topu ayağından alan velet Paolo Maldini'nin küçük oğlu olan Daniel Maldini.Görünen o ki sene sonunda Milan kulübünün bir başka Maldini giyinceye kadar müzeye kaldıracağı Paolo Maldini'nin "3" numaralı formasına abisi Christian ile birlikte Daniel'de talip olacak.O değilde bu Maldinigiller de nasıl bir defans geni varsa artık,herifler doğuştan yılların deneyimine sahip:)

BENZETME SANATI


Madem benzetmekten açıldı konu,bak ben bu ikisinide benzetiyorum birbirine.Birisi Kavak Yelleri dizisinin baş rol oyuncularından İbrahim Kendirci,diğeride Valencia kulübünün ve İspanya Milli takımının yıldız oyuncularından David Silva.Gerçi bu resimlerde birbirlerine çok da benzemiyorlar ama ben normalde kendilerini birbirlerine pek bir benzetiyorum o yüzden sende benzet emi.

FREDDY VS. JASON VS. CÜNEYT ARKIN THE NIGHTMARE WARRIORS #1



DC Comics'in Haziran ayında yayınlayacağı bu çizgi romanın orjinal adı "FREDDY VS. JASON VS. ASH: THE NIGHTMARE WARRIORS #1".Bu seride ki kahramanlardan Freddy'i zaten Elm Sokağı muhtarlığından ,Jason'ı ise Cuma günü ayın 13'üne geldiği vakit içip içip dellenmesinden tanıyoruz...Şimdi gelelim yukarda ki başlığı atmama neden olan diğer kahraman Ash'e.Bu seride ki diğer esas oğlan olan Ash hakkında kapsamlı herhangi bir bilgiye sahip değilim ama sanırım Ash aslında gizliden gizliye Cüneyt Arkın'ın ta kendisi zira DC Comisc'in Amerikalı çizerleri Ash'i öyle bir çizmişler ki ortaya Cünety Arkın çıkmış.Bildiğin Cüneyt abi bu,hem Freddy'i hem de Jason"Ağır sanayi hamleleri"yle bile gelse dövebilecek Cüneyt abi bu...Evet!

2 Nisan 2009 Perşembe

AH BE NİHAT-2



Maç hakkında uzun uzadıya bir şey yazmaya gerek yok,zaten hepimiz izledik ve gördük,görmek zorunda kaldık bazı şeyleri.Nihat İspanya'da oynamasının hatrına kaptan çıktığı ilk maçta yaptığı bencilliği bu maçta da yapınca,Motivasyon hocası Fatih Terim "doğru" değişiklikler yerine "dahi" değişikliklere gidince, "Bumuymuş Avrupa Şampiyonu İspanya" denilen İspanya yaptığımız en küçük hataları bile değerlendirerek ilk maçta ki gibi hakkıyla yendi bizi.Maçta İspanya adına galibiyeti getiren Riera'ya ironizim adına pası veren bizim Guiza olması enteresandı...Bir ölmüşe,bir de bitmişe çare olmadığı gibi bir de hatalarından ders almayıp ders veren Fatih Terim'e çare yok!



Artık Afrika'nın engebeli yolları,daha da zorlaştı,zaten her eleme grubunda yaşadığımız final maçları,gene önümüzde ama bu sefer her zamankinden de zor,bekleyip göreceğiz zamanın bize neler getireceğini ya da götüreceğini,Fatih Hoca'nın ders mi alacağını ya da ders mi vereceğini!