
Maçı yazmadan önce 2 şey söylemek istiyorum.Birincisi ne
Liverpool'muş be!ikincisi ise
United yatsın kalksın
Bruno Alves'e teşekkür etsin...

Üstte ki paragrafı açacak olursam,öncelikle
Liverpool mağlubiyetinden başlayalım.
Liverpool , Manchester'ı artık nasıl yendiyse,
United o günden beri bir türlü belini doğrultamadı ve sürekli bir düşüş içersinde,takımda inanılmaz bir özgüven eksikliği var.Alınan
4-1'lik
Liverpool hezimetinden sonra,senenin
Barcelona ile birlikte en iyi top oynayan ve adından söz ettiren takımıı gitmiş,yerine ne yaptığını bilmeyen,iki metreye pas atmaktan aciz,oyun kurmakta inanılmaz zorlanan bir
United gelmiş adeta.Şimdi paragrafın başında değindiğim ikinci cümleye gelirsek United gerçekten bu gece
Bruno Alves'e teşekkür etmeli,zira
Portekizli oyuncu maçın
10. dakikasında o saçma hatayı yapmasa United bugün değil 2 gol,bir gol bile atamazdı bana göre,çünkü mecalleri yoktu...

Gece herkes için şok bir golle başladı,az öncede dediğim gibi pas yapmakta zorlanan United,kontra ile hucüma çıkıp
Porto'yu gafil yakalamak isterken hatalı bir pasla topu kaptırdılar ve gafil avlanan taraf kendileri oldu.
Lucho kazandığı topu hiç beklemeden ceza sahasına gönderdi,bu maçın United adına en zayıf halkası olan genç oyuncu
Evans topu uzaklaştırıcam diye rastgele vurunca, topla buluşan
Uruguaylı oyuncu
Rodrigez bu hatayı affetmiyerek
Evans'a şut çeker gibi yapıp feyk attıktan sonra çerçeveyi gördü ve golünü atarak
Rüyalar Tiyatrosu'nda United taraftarlarının kulaklarında hüzünlü bir oratoryo duyulmasına vesile oldu
(futbol yazan entel şekilbaz yazarlara özendim)!Normalde alışagelmiş biçimde gol yemiş bir United'ın kırmızı görmüş bir boğadan farksız olduğunu bu sene hepimiz defalarca kez gördük amma velakin United bu maçta kendisini o kadar çok manipüle ettiki,
Bruno Alves'in müthiş hatasından sonra demorilize olacağını beklediğimiz
Porto yerine anlamsız bir şekilde demoralize olan taraf
Kırmızı Şeytanlar oldu...

Maç
1-1 geldikten sonra da aciz görütüsünü sürdüren
United,orta sahasının
Porto orta sahası karşısında zorlanması sonucu atağa çıkarken yediği goldekine benzer bir çok top kaptırarak rakibine kontra şansı verdi,eğer
Brezilya'lı oyuncu
Hulk kendisini kanıtlama adına aldığı topları
Vidic ve
O'Shea'nin içinden geçmeye çalışarak kullanmak yerine pas vermeyi tercih etse Porto ilk yarı 1 gol daha bulup şok sayısını ikiye katlayabilirdi...

2. yarı başladığında benim gibi maçı izleyen herkes eminim ki United'ın ilk yarıda ki olumsuz görüntüsünden biraz olsun kurtulup oyunu domine edeceğini düşündü ama United aynen ilk yarıda olduğu gibi hepimizi terse yatırarak kaleden,forvete uzanan oyun bloklarının hepsinde aynı anlamsız oyununa devam etti.Misal bu sene gol yememe rekoru kıran kalecisi
Van Der Saar'ın topu oyuna bu kadar çok hatalı soktuğu bir başka maç daha hatırlamıyorum.Keza
Van Der Saar'ın bu rekorunda pay sahibi olan defans hattı da
Rio'nun yokluğunu fazlasıyla hissetti,genç oyuncu
Evans ile geriden oyun kurmakta zorlandılar,orta sahada da
Scholes'dan istediği verimi alamayınca
Ömer Üründül tabiriyle defans hattı ile forvet hattı arasında ki
"Bloklar arası bağlantı" sağlanamadı ve haliyle United'ın atakları sürekli kanatlardan içeri şişirilip,
Porto defasında eriyen toplar olarak sınırlı kaldı!"...
Cristiano Ronaldo günün hayal kırıklıklarındandı kendisinden beklenenin çok uzağındaydı!
Jin Sun Park her zaman ki efora dayalı oyununu oynasada takım üzerinde ki olumsuzluk ona da yansımıştı,hücum da takımına yeterli desteği vermeyinde
Ferguson'dan
Giggs değişikliği geldi,defanstan da
Evans çıkıp yerine
Neville gelince
O'Shea stoper mevkiğine geçti ve bu United'a az da olsa hareketlenme getirdi.Bu kısa süreli hareketlenme duran toplardan
Vidic imzalı 2 tehlikeli kafa şutu getirdi ki,o da kısa sürede saman alevi gibi söndü.Herşeye rağmen maç aynı seyrinde giderken United adına günün en çok çabalayan adamı olan
Rooney,kullanılan taç atışında
Scholes'un yerine giren
Tevez'e akıl dolu bir asist yaptı ve
Manchester tüm bu kötü oyununa rağmen
85. dakika da öne geçti.Aklımızdan tam maç bu skorla bitecek,yazık oldu Porto'ya düşünceleri geçerken oyuna sonradan giren
Mariano Gonzalez,
Lisandro Lopez'in ceza sahasına paralel gönderdiği topu
Van Der Saar'ın üzerinden ağlara göndererek hem CM'cilere selamını çaktı,hem de United taraftarlarının dimağında talihsiz bir gün olan
2004 yılına acı bir gönderme yaparak skoru
90.dakika da
2-2'ye getirdi.Şimdi Manchester'ı spikerinde maç da bol bol tekrarladığı gibi son 8 maçtır evinde hiç bir İngiliz takımına yenilmeyen bir Porto ile karşılaşacağı bir Portekiz deplasmanı bekliyor ve mutlak gole ihityacı var,15 Nisan'da çok heyecanlı bir karşılaşma bizi bekliyor...

Bu arada yazıyı hep
United üzerinden değerlendirerek yazdım ama
Porto'nun da hakkını yememek lazım,gerçekten taş gibi bir takım.Hani sene başında
Fenerbahçe'nin grubuna düşünce basınımız tarafından
"Porto artık eski Porto değil" denilip küçümsenen,grupta oynadığımız iki maçı da kaybedince sanki son 3 senenin
Portekiz Şampiyonu olan ve son 5 senedir düzenli olarak bu kupada en az 2. tura çıkmış olan bir takıma değilde,
İsviçre Ligi'nin sıradan bir takımına yenilmişiz muamelesi yapılan Porto var ya işte o Porto nasıl bir takım olduğunu bir kez daha her şeyi bilen basınımıza gösterip tokat gibi bir cevap verdi,bir cevap da 15 Nisan'da vermesi muhtemel!
MAÇTAN NOTLAR:#Spiker maçın belli bir bölümünde o kadar saçmaladı ki,düzeltmeye bile niyetlenmedi.Misal spikerin anlattığına göre yıl konusu biraz karmaşık ama 2003'de ya da 2004'de ya Denizlispor Şampiyonlar Liginde idi ya da Manchester United UEFA Kupasında...
#United'ın attığı her gole deli gibi sevinen Ferguson,attıları 2. golde niyeyse hiç sevinmedi,adamın içine mi doğdu 90'da golü yiyecekleri acaba...
#Deplasman taraftarı her zaman güzeldir,bu akşamda Porto'nun tarafatarıda oldukça güzeldi...
#Maçın yönetmeni Aston Villa maçının kahramanı Macheda'yı da göstermeyi ihmal etmedi...
#Tevez oyuna girmeye hazırlandığı an bacıklarını bağlamak için eğildiğinde,arkasında kameraya el sallayan çocuğa komikti valla...