7 Mayıs 2010 Cuma

KUPA



Gene kazanamadık,işin aslı bu ve aslında bu bayağı bir sıradan durum haline geldi bizim adımıza,fakat bizler bu durumun sıradanlığını kabullenmişken her sene Fenerbahçe'nin kupayı alamamasıyla ilgili tarihsel süreçle ilgili bir zamanlar komik sayılabilecek birbirinin aynısı demode espiriler üreten güruh sıkılmadı.Açıkçası kupaya dair büyük bir beklentim olmadığı için,herhangi bir hayal kırıklığıda yaşamadım,sadece Alex'in muhteşem golünün heba olmasına üzüldüm.Yoksa ben hayal kırıklığının kralını kendim 15,Kupa özlemi ise 19 yaşında reşit eşiğini atlayalı 1 sene olmuş Öss'de istediği bölümü 3 puanla kaçırmış bir öğrenci adayı.2001'de Şampiyonluğa giden takım bir de 4-4'lük unutulmaz yarı finalde Galatasaray'ı eleyince yıl sonunda çifte kupalı Şampiyonluk yaşayacağımızı düşünmüştüm.Rakipte Gençlerbirliği'ydi ama laneti ve hayal kırıklığını ilk olarak orada tattım ben.Anderson'un ve Ümit Karan'ın karşılıklı golleriyle 2-2 biten maçı penaltılarla kaybettiğimizde yerle yeksan olmuştum...

Ardından 4 sene sessiz geçen dönem,bu sefer reşit eşiğini yeni atlatmış olan 19'luk öğrenci adayı benim Kupa ise 23 yaşında üniversite üçüncü sınıfta okuyan bir öğrenciydi.Rakip Galatasaray'dı ve kupa laneti bir kez daha çifte kupanın önüne geçti,maçı hatırlayanlar bilir normalde az gelip çok atan biz iken bu sefer roller değişmişti,Mondragon'da o maçta bir Liverpool'luk performansda ortaya koyunca 5-1'lik hezimet geldi,hayal kırıklığı oldumu sana 2.Ve bir sene sonra tekrar final,Kupa üniversite 3. sınıfta bu sefer rakip Beşiktaş,berbat başlayarak toparlayan ama sonunu getiremeyen takımın finali kaybetmesi kendi adıma son hayal kırıklığım oldu,o maçtan ve sezondan beklentilerim kocamandı.Bu sefer 3 senelik bir suskunluk ben 23 yaşındayım,Kupa ise üniversiteyi bitirmiş,askerliği kısa dönem yapmış ve özel bir şirkette müdür yardımcısı olarak çalışan top sakallı bir yönetici olmuş,sigortası,4 ayda bir çift maaşı ve şirket tarafından tahsis edilmiş bir arabası var.Ama bizim gene kupamız yok,bu sefer diğer finallere istinaden ligde hedefin kalmamış olması zihinleri acaba kupa gelirmi sorularıyla meşgul etsede cevap basitti:Hayır...

Ve nihayet günümüze geldik ben 24 yaşındayım,Kupa 28'inden gün almış,şirketinden bir kızla nişanlanmış Aralık ayında düğün var ve gene,yeniden kupa yok.Bu süreçte sadece oynan rakiplerin isimleri değişiyor ama sonuç değişmiyor,kupa bizim lanetimiz ligin son haftalarda en iyi topunu yapan takım iki pas üst üste yapamıyor,kupa bizim "Öğrenilmiş Çaresizliğimiz" Alex'in muhteşem golüyle bile kazanılamıyor.Kupa prestijini sürdürmeye ve artık kabak tadı verilen espiriler yapılmaya devam edecek,kim bilir belki gelecek sene Kupa evlendiğinde ya da yıllar sonra Kupa torun torbaya karıştığında bitecek bu hasret ama şimdiden biten bir şey varsa o da bizim hevesimiz!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

alexin muhteşem golümü ?

alengir dedi ki...

Evet muhteşem golü,o golden zevk alamıyorsan futbolsever değilsin demektir