10 Mayıs 2010 Pazartesi

ANKARAGÜCÜ:0-FENERBAHÇE:3


Futbolumuzda "Ortamı germek" diye tabir ettiğimiz olay genelde derbi maçlar öncesi psikolojik üstünlüğü ele geçirmek için istinai durumlar hariç yöneticiler tarafından basına verilen demeç atışmalarıdır.Bu sefer garip bir şey oldu,Ankaragücü As Başkanı Ayhan Atalay ortada fol ya da yumurta yokken sahneye çıktı ve Fenerbahçe'yi hakemleri ayartmakla itham edip Bizans olmakla şuçladı ve kardeş takımları olan Bursa için oynayacaklarını ekledi.Ardından oğluna oyuncak olarak Ankaragücü'nü alan M.Gökçek'ten "İspanya'dan futbolcumuz Broggi'yi arayarak, Fenerbahçe maçının ilk 15 dakikasında kırmızı kart görmesi için 200 bin Euro teklif ettiler" iddiası geldi.Ortam gerilmesinin ağababası bir gündem oluşmuştu ve sanırım Fenerbahçe'liler dışında tüm Türkiye'nin Ankaragücü'nü tuttuğu bir maçtı ama görünen o ki manipüle edilmeye çalışılan ortamın gerginliği kimilerinin umduğu gibi Fenerbahçe'li futbolcuları değil Ankaragüçlü oyuncuları etkiledi ve Ankara tribünlerine yansıdı.Ankaragüçlü oyuncular oynamaları gereken Bursa için oynayamadılar çünkü toplama bir takım olan Ankaragücü'nün kaliteli gibi yabancı oyuncuları Bursa'ya dair hiç bir aidiyet hissetmiyorlardı.Etkilenmesi gereken Fenerbahçe'li futbolcular etkilenmedi çünkü Gökhan Gönül ve Özer'in bilmem kaç haftadır sakat sakat,Alex'in 39 derece ateşle oynadığı,fedakarlık gösterilen ve takımın kenetlendiği bir döneme girildi...




Şimdi 2 tane flashback yapalım,ilkinde 1. Daum dönemine gidelim.2003-2006 arası dönemde Fenerbahçe'nin en büyük silahı duran toplardı,Fenerbahçe duran top organizasyonlarından bulduğu onlarca kritik topla 2 tane şampiyonluk kazandı,üçünücüsünü son hafta kaybetti.Bu sene takımın başına Daum geldiği zaman Daum'suz üç dönemde etkili olamadığımız duran top organizasyonlarında pozitif bir gelişim bekliyordum fakat gelişmek kenarda takımın bu sene duran toptan anca tek tük atabildiği goller sadece skoru arttıran goller oldu(ne ilginçtir ki ilk yarıdaki Ankaragücü maçı hariç) ta ki 2 hafta önceki Kasımpaşa maçında galibiyeti getiren gol hariç.Ve iki hafta sonra 2 duran top ve kazanılan 2 gol ile zor geçmesi beklenen maçın rahat bitmesi...





2. flashbackimiz ise bu gollerden ilkini atan adam Mehmet Topuz ile ilgili.Açıkçası geldiği günden beri Mehmet Topuz'dan Fenerbahçe taraftarının beklediği gol uzaktan atılan etkili şut biçimindeydi,fakat Mehmet Topuz'un bir diğer özelliği ise köşe vuruşlarında dışarıdan gelip arka direkte kendisini unutturarak kaydettiği kafa golleridir.Geçen sene Kayserispor'da bugünkine benzer 4 ya da 5 gol atmıştı,Bilica'nın,Lugano'nun,Guiza'nın,Selçuk'un marke edildiği köşe vuruşunda arka direkte kendisini unutturan Topuz nihayet kendisinden beklediğimiz golü sezonun son deplasmanı olan kritik maçta attı ve galibiyette büyük rolü oldu...



2.yarı Alex'in hastalığı nedeniyle oyuna Cristian'ın girmesi,devrenin hemen başında Guiza'nın attığı gol ile zaten soğukkanlılıkla pas yapan takımın pas yüzdesini arttırıp olumlu katkı yaptı.Attığı muhteşem gol ise skoru ve galibiyeti perçinledi ki maç bu dakikadan sonra formalite havasında geçti.Ankaragücü'nün tehlikeli sayılabilecek akınlarını 9 maçtır gol yemeyen defans başarıyla savuşturarak gol yenilmeyen maç sayısını 10'a çıkarttı.

Fenerbahçe'nin galibiyetini hazmedemeyen Ankara-Bursa tribünlerin ve Anneler Günü'nde birilerinin anasına koya koya giden Ümit Özat'ın çirkefliklerini zihinlerde bir köşeye yazdık.Cristian'ın "ağlama değmez hayat"vari gol sevincini ayrı bir yazdık ve kaldı sadece 90 dakika.Temkinli olmakta hala fayda var ama galiba FENER Gol,Gol,Gol Şampiyonluk Geliyor!

Hiç yorum yok: