27 Haziran 2009 Cumartesi

AMERİKA YERİNE...


Bir takım düşünün ki toplamda 4 kez ve son Dünya Şampiyonu ünvanlı İtalya'dan iyi oynadığı karşılaşmada 3 yesin,ardından onlar ve diğerleri olarak ayrılan "Seçilmişler" lakaplı,her dönem futbolun ilahlarını kadrosunda barındıran Brezilya'dan 3 yesin ve sonrasında bir şekilde turnuvanın en iyi topunu oynayan takımlarından Mısır'a 3 attıktan sonra,İtalya'nında Brezilya'dan 3 yemesiyle mucizevi bir şekilde gruptan çıksın.Mucizeler bununla bitmiyor tabiki,gruptan bir mucize ile çıkan takım bir mucizeyide,son Avrupa şampiyonu,turnuvanın favorisi,oynadığı son 35 maçta yenilgi görmeyen ve gene bu maçların son 15'ini direk kazanan yenilmez(!) armada İspanya'yı yenip çok büyük başarıya imza atarak finale çıkmaya hak kazansın...

Buraya kadar bahsettiğim takımın Amerika olduğunu biliyoruz,Amerika şu dakikadan sonra zaten rüştünü ispatlamışdır ve kupayı kazanamamaları onlar için çokda büyük bir kayıp olmaz ama benim merak ettiğim Amerika'nın finale giden yolda yaşadıkları eğer bizim milli takımımızın başına gelmiş olsaydı ne olacağı.Gerçi herkez ne olabileceği konusunda az-çok benim düşündüklerimle hemfikirdir ama ben genede sizinle düşüncelerimi paylaşmak isterim...

İtalya'dan ilk maçta 3 yediğimizde,ertesi gün medya kırmızı kart gören futbolcuyu günah keçisi ilan edip,hocayı çıkartdığı kadro için eliştirir.İkinci maçta bu sefer Brezilya'dan 3 yediğimizde hoca yerden yere vurulur,derhal istifası istenir,oyuncular ruhsuz oynamakla suçlanır,"Milli Takım kampında gerginlik" minvalinde haberler görürüz,oynanacak son "formalite" maçından sonra ülkeye dönecek Milli Takımın başına kimin geçeceğine dair uzun uzadıya tartışmalar yapılır.Oynadığımız 3.maçta Mısır'a 3 atarak mucizevi bir şekilde gruptan çıkmamız sevinçle karşılanır ama karşılaşacağımız İspanya maçında umut çok az olur,hatta kimi yazarlar köşelerinde İspanya'dan bu hoca ile kaç fark yiyeceğimiz konusunda tahminler bile yapar.İspanya mağlup edildiğinde bayram havası olur,gazeteler bu galibiyeti boy boy manşet yapar,Ana haber bültenlerinin 10.Yıl Marşı ya da Tarkan'dan Bir Oluruz Yolunda şarkısı eşliğindeki giriş haberi olur, daha önce hocayı yerenler bu galibiyetin futbolculara ait olduğunu ve hocanın bu galibiyette zerre payı olmadığını iddia edip final maçını beklemeye koyulur.Oynayacağımız Final maçı Brezilya'ya karşı kaybedilirse Hocayı eleştirenler eleştiri şiddetlerini arttırıp,Milli Takım için yeterli bir antrenör olmadığını belirtirler,Federasyon'u göreve davet ederler.Eğer Final maçı kazanılırsa hocayı ve takımı eleştiren gurüh bir süre sessizliğe gömülür,canım cicim ayları geçilip alınacak hesapta olmayan herhangi bir mağlubiyet sonucu,gizlendikleri kabuktan çıkarak daha önce savundukları fikirleri tekrardan ısıtarak ortaya sunarlar ve bu böyle devam eder...

Tamam belki az önce yazdığım var sayımlarda ki tepkileri Amerika gibi Futbol'a "Soccer" diyen ve bu sporun kendisine anca 5. sırada yer bulabildiği bir ülkede yaşanmasını bekleyemeyiz ama bildiğim bir şey varsa o da,bizim gibi herkesin Teknik Direktör,Yorumcu ve Yönetici olduğu bir ülkenin vereceği tepkinin,yaptığı eleştirinin az önce yazdıklarımdan pek de farklı olmayacağıdır!

Hiç yorum yok: