15 Haziran 2009 Pazartesi

ÖSYM


Bugünün en önemli olayı,öğrencilerin bir senesinin "haksız" karşılığı olan Ösym sınavı tabiki!Belki siz girdiniz bugün sınava belki kardeşiniz ya da kim bilir çocuğunuz ama hepiniz ucundan köşesinden yaşadınız bu heyecanı.Bende yaşadım ama benimkine heyecan denilemez kesinlikle,Ösym'nin benim için amaç değilde araç olduğunu düşünürsek bu çok normal.Gene her sene yaptığım gibi sınav günü buldum sınava gireceğim okulu,her zaman ki gibi yanlız gittim ve uyuduğum uyku gene 2 saati geçmedi.Hatta bu sınavların birinde gece Taksim'den gelip sınava girdiğimide bilirim ama az önce de dediğim gibi bu sınav benim Güzel Sanatlara giden yolda amaçım değil sadece araçım.

Neyse ben size bugün ki sınavdan biraz bahsedeyim.Saat 05:15 gibi beyin biraz dinlensin diye uyudum,saat 07:15'de alarm sesiyle uyandım.Aklımda duş alıp tost yemek vardı ama duş almaktan üşendiğim için sadece tostumu yedim ve dışarı çıktım, kimseyi beklemeden!Sınava gireceğim yer Kağıthane'deydi ve ben doğma,büyüme bir İstanbullu olmama rağmen Kağıthane'ye ilk kez bugün gittim,daha önce hiç Kağıthane'ye gitmem gerekmemişti,bundan sonra da gerekmez işşallah.4. Levent Metro'dan Kağıthane minibüslerine bindim ve sadece fikir alışverişi yapan benimle aynı okulu aradıklarını anladığım 4-5 öğrencili ebebeyni takip ettim okula gitmek için ve nihayetinde rahatça okulu buldum sınava 45 dakika kala.Beni okulu bulmaktan daha zorlayan şey okulun yakınlarında bir bakkal bulmak oldu.10 dakikalık yokuş çıktıktan sonra bulduğum bakkaldan adet yerini bulsun diye klasik su-şeker-selpak üçlüsünün yanına kafam açılsın diye eklediğim Redbull'u alarak okulun yakınlarında gördüğüm parka gittim.Parkta benim gibi sınavı bekleyen bir kaç kişi daha vardı.Parkın üst kısmında benimle birlikte sınavı bekleyen elemanın bir tanesi yanında getirdiği çantayı yastık gibi kullanarak banka yattı,sonrada bir öğrenci babası olduğunu tahmin ettiğim bir abi başka bir banka yüz üstü yattı,ben bir şaşırdım felan,noluyor dedim içimden.Sınav zamanını eritirken bir yandanda önümde parkı çevreleyen evlerden birini boyayan 2 boyacıyı izledim.Sonra beklemekten canım sıkıldı gittim yanlarına "Abi ben az sonra sınava giricem,rahatlamak için bir iki fırça bende atabilirmiyim..." minvalinde bir şeyler dedim ,adamlar şaşırdı ama bu isteğimi kırmadılar bende bir 5 dakka felan boyadım duvarı.Sonra banka yatan çocuğun yerinde olmadığını görünce sınavın başlamasına az zaman kaldığını anlayarak boyacılara teşekkür ettim ve yanlarından ayrıldım,giderken arkamdan başarılar dilediler...

Okulun etrafı tam anlamıyla ana-baba günüydü.Ben her zaman bu gibi sınavlara en fazla anne ve babadan oluşan 2 ebebeyn ile gidilmesini savunurum,sınava girecek kişiyi baskıya almamak için ama kazın ayağı öyle değil,yani bana göre değil.Anne babasının yanında,kardeşleri,kuzenleri,anneannesi ve dedesiyle gelen öğrencilerin nasıl strese girdiğin bizzat yakından gördüm.Sınava ramak kala gittiğim tuvalette 20'li yaşlarında bir çocukla tanıştım,sınava 3.kez girdiği,Meslek Lisesi mezunu olduğunu ve galiba yanlış hatırlamıyorsam elektrik öğretmenliğini istediğini söyledi.Kendisine başarılar dileyip sınıfıma gittim,4.katta zannettiğim sınıf meğerse Zemin kat 4 no'lu sınıfmış.4.kattan gerisin gerisi zemin kata inip sınıfa girdim.Girdiğim sınıfın genel görüntüsü sınava daha önce girenlerden oluşan bir topluluk gibiydi,bir iki tane taze lise mezunu dışında 50 küsür yaşında bir abi bile vardı sınavda.Her sınav öncesi "İstediğimiz sorudan başlayabilirmiyiz" espirisini yaparak ortamın stresini almaya çalışan ben,bu sefer bu espiriyi yapmadım,sınıfın elektiriğini beğenmedim ama sınav başladıktan sonra bende ki istek yerini "İstediğimiz Borudan başlayabilirmiyiz" deme isteğine bıraktı,zira sorular hiç görmediğim kadar zordu bu sene.Normade bana sadece barajı geçmek yeterli olduğu için can sıkıntısından bolca sallama cevaplar verdiğim(matematik sorularına bakmam bile) sınavda bu sefer sallama cevap veremedim.Hatta son yarım saatini karikatür çizerek geçirdiğim sınavda,bu sefer bunu bile yapamadım,sayısal bölümleri atlamama rağmen çözdüğüm 120 küsür soruyu anca sınav süresi olan 3 saate yayabildim ve kendi halime şükredip bu sınava yıl boyunca çok çalışarak hazırlanan ve bir soruya en fazla 1 dakika harcayarak çözmek zorunda olan arkadaşlara acıdım,allah kolaylık versin dedim içimden...

Sınav bitti,çıkış kapısında sınav öncesi konuştuğum çocuğu gördüm,tam yanına gidip elemana sınavının nasıl geçtiğini soracakken yanında ki annesini gördüm,vaz geçtim.Evime gitmek için bindiğim otobüste hep alakasız yerlerde karşıma çıkan bir arkadaşımı gördüm,o da sınava girmiş onunla beraber 4.Levent'e geri döndük,o Taksim'e gitti,ben eve döndüm,NTV'de sınavın cevaplarını izlerken uyuya kaldım,az önce uyandım!

Acısıyla tatlısıyla bir sınavı daha geride bıraktık,kazanan gene dershaneler olurken,kaybeden gene eğitim sistemi,dolayısıyla öğrenciler oldu...Bu konuda yazılabilecek çok şey var ama boşverin,sınava giren herkese başarılar,okunmuş akide şekerleriniz işe yaramıştır inşallah diyerek kapatıyorum bu yazıyı.

Hiç yorum yok: