12 Ocak 2009 Pazartesi

BEN DE YEDİM BİBER GAZI!



Aliağa Petkim-Galatasaray Cafe Crown maçında polisimizin bir "dahice" harekete daha imza atıp kapalı salonda biber gazı sıkarak trübünde ki olayları yatıştırmaya çalışması ve sıkılan biber gazı dolayısıyla,gazdan etkilenen oyuncular dahil salonun geri kalan kısmını yatıştırmayı başarması dolayısıyla aklıma gelen polis ve sadık yardımıcısı biber gazıyla yaşadığım talihsiz bir olayı sizlerle paylaşmak istedim...

Sene 2007,son hafta dramatik bir şekilde kaybedilmiş şampiyonluğun arifesinde,Başkanın gidip gelmesi,daha takımın başına geçmeden çok eleştirilen bir Teknik Direktör ve bütün bu kargaşa ortamında çıkılan ve deplasman da 3-1 kaybedilmiş bir Şampiyonlar Ligi ön eleme rövanşı.Dediğim gibi ilk maç hakemin de büyük katkısıyla 3-1 kaybettiğimiz için normalde Türkiye standartlarna göre oldukça pahalı olan Fenerbahçe biletleri bu maça özel sadece 25 lira olarak belirlendiği için mahalleden 3 arkadaş maça gidip ilk maçın intikamı için takımımıza destek vermeyi kararlaştırdık.Maç günü geldi ve biz Tarabya'dan 3 Fenerbahçe aşığı,biraz hırs,biraz endişe ve bolca umutla yola çıktık.Güzergahımız öncelikle Beşiktaş'tı.Beşiktaş'a otobüs ile gittikten sonra Kadıköy'e keyifli bir vapur yolculuğuyla ulaşıp,tezahüratlar eşliğinde diğer Fenerbahçe'lilerle stada kadar yürümeyi umuyorduk...

Umuyorduk diyorum çünkü planlarımız daha yolculuğumuzun henüz başlarında suya düştü.Bilen bilir normalde zaten oldukça yoğun olan İstanbul trafiği yol yapım çalışmalarının etkisiyle iyice tıkanıp,Tarabya'dan 30-35 dakika süren 4.Levet Metro durağına bile yaklaşık 2 saate anca varınca bizi dakika 1 golünü yemiş biz 3 arkadaşı bir endişe aldı haliyle.Beşiktaş'a gidip maça yetişebilmek artık hayal olduğundan önce Metro ile Taksim'e,Taksim'den de taksiyle Kadıköy'e ancak 45 dakika da varabildik.18:30 gibi başladığımız yolculuk neticesinde ne kadar acele etsekte yine de maça geç kalmıştık.Taksiden inip hızlıca stada koştuğumuz da yolun tıkanıklığı ile yediğimiz gole bir de stada girer girmez Özbek oyuncu Shatskikh'in attığı golde eklenince birden hayat karşısında 2-0 yenik duruma düşüyorduk.Maçın hemen başın da yediğimiz golden sonra Appiah'ın beraberlik golüyle ilk yarı 1-1 bitti ve ben hemen liseden tanıdığım trübüncü olan ve maçtan önce sözleştiğim bir arkadaşımı aradım.Aradaım aramasına ama eleman telefonu açtığında stadda ki gürültüden ne o beni ne ben onu duyabiliyordum,ben de telefonu kapatıp daha rahat iletişim kurabileceğimi düşündüğüm tuvaletlerin oraya doğru seyirtmeye başladım.Tuvatin olduğu koridora varar varmaz arkadaşımı arayıp kendisine bulunduğum yeri bildiriyordum ki dikkatim ilerden üzerime doğru koşan bir grup Fenerbahçe taraftarı ve onları kovalayan polisler üzerine yöneldi.Polisler bir yandan taraftarları sadık yardımcısı joplarla sersemletirken,diğer yandan bir diğer sadık dostları biber gazıyla sersemlemiş bünyeler son darbeyi indirmeye çalışıyolardı.Taraftarların üzerime doğru koştuğunu görür görmez sola doğru çekildim,kaçaklar yanımdan hızlıca geçti tam polislerde yanımdan geçiyordu ki,kendini otomatiğe almış bir polis kaçan ve tek örnek giyinmiş olan taraftarların yanında eli değmişken onlardan olmadığımı gördüğü halde benim de tam yüzüme biber gazını boca etti ve bir anda tam anlamıyla allahım şaştı sevgili okuyucular.Süt Kardeşler filminde kör kılığına girip "Ben bir garip kör dilenciyim!" şeklinde dilenen Kemal Sunal ve Halit Akçatepe'den farkım kalmadı.Gazın lanet olası etkisiyle gözlerimden yaşlar,burnumdan sümükler,kulaklarımdan ise dumanlar çıkıyordu adeta!Gözlerimi açamadığımdan duvana sürtüne sürtüne tuvalete ulaşıp yüzümü dakikalarca yıkadım ki buna rağmen yanma etkisi fazla azalmadı.Hani ben gene yetişkin bir insandım bünyemde sağolsun dayanıklıdır ama polisin düşüncesizce sıktığı gazlardan etkilenmiş babası tarafından ağlamaktan kıpkırmızı kesilmiş suratı yıkanan ve nefes almakta zorlanan çocuğa ne demeli!Belki de babasıyla geldiği ilk maçtı,belki de babasıyla geleceği son maç olacak...

Gaz sonrası mala bağlayıp,bulanık bir görüş açısına kavuştuğumdan maçın ikinci yarısına pek konsantre olamadım.Maç Özbek golcünün ve Kerim Zengin'in attığı karşılıklı gollerle 2-2 bitti ve Şampiyonlar Ligi'nden elendik.Elendiğimize mi yoksa bir sonra ki gün gireceğim yetenek sınavı öncesinde hasar gören gözlerimemi üzülseydim bilemedim be okur.Gazla beraber 3-0 yenik düştüğüm hayat bir golü de ertesi gün atarak yetenek sınavında karşıma modelden çizim çıkarıyordu ki,gaz ile mala dönen gözler yüzünden kaç kere baştan ölçü aldığımı ben bilirim...

Polis:"Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk,zabıta"
Bu da tdk'ya göre polisin tanımı ama nedense polis güvenliği hep taraftar ve öğrencileri döverek,düzeni ise maçları sabote edeceği baştan belli olan çember sakalsporluları lokumlarla karşılayarak sağlıyor,düşünürücü olsun mu,olsun!

5 yorum:

promethe dedi ki...

iyi yazmışın güzel yazmışında burdaki bi çok kelime bi gün yine yüzüne biber gazı sıkılmasına neden olabilir.(bide dip not: biber gazı yersen elini yüzüne sürme limonla müdahale et)onun dışında güzel bi yazı olmuş hoşuma gitti lan:)

alengir dedi ki...

stadda nerden bulayım limonu canım arkdaşım:))

promethe dedi ki...

çok bilinmeyenli denklem oldu.doğru limon ve stad alakasız

alengir dedi ki...

ahah alemsin promethe:)

kerberos dedi ki...

evden götür abi sende, ne olur ne olmaz, yolluk hesabı:) (gülüşmeler)